Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

3 Ağustos 2012 Cuma

Mavi Gözyaşlarına Yasak!

Ah ne yapsam bilemiyorum vallahi! Bir haftadır gözlerimde katlanılmaz bir ağrı var, orucun etkisiyle olsa gerek hiç katlanamıyorum bu ağrıya. Zaten kontrol zamanım da gelmişti, o vesileyle doktora gittim. Açıkçası bunun bir gün başıma geleceğini biliyordum, ama... Bu kadar erken olması, hatta tam da yaz tatiline -dram filmlerine yırtıcı bir hayvan edasıyla saldırdığım o kutsal vakte- denk gelmesi korkuttu, üzdü beni.
Gözlerimde kuruluk başlamış anacım!
Çok ağlıyorum, evet, kabul ediyorum. Hatta bazen o kadar çok ağlıyorum ki saatlerce başım ağrıyor. Ama seviyorum ağlamayı be. Bana hiçbir şey burnumu çeke çeke ağlamanın hazzını ve onun getirdiği rahatlamayı sağlayamaz. Ağlamak o derece değerli bir şey benim için. Bunları, sözlü olarak dile getirmeyip de reçeteme adeta "Ağlamak yasak!" yazan doktora söylüyorum. Ne yaptığınızın farkında mısınız sonsengnim? Bunun, bana değil de etrafımdakilere zarar verecek bir karar olduğunu göremiyor musunuz? Ağlayamazsam, beynimdeki fazlalıklar atılmadığı için aptallaşacağımı bilmiyor musunuz? Peki, evde çıkacak kargaşasadan haberiniz var mı?

Şu şekilde patlayacağım muhtemelen:


Ay her neyse... Şaka maka gözlerime çok değer veririm. Bu yüzden en azından bir süreliğine doktoru dinlemeye karar verdim. Ağlamaya ve gözlerimi bu kadar çok yormaya ara verecektim. Peki, verebildim mi? İşte orasını şu an kestiremiyorum.
Çünkü tam da bu sorun patlak verdiği gün ben Winter Sonata izlemeye başladım. (Kocaman alkış alayım!) Evet, şu insanların "Kalbim dayanmaz diye bıraktım" diye bahsettikleri dizi. Neden yaptım bilmiyorum, tamamen bir anda gelişen bir şeydi. Eh, hayırlısı olsun, birkaç gün sonra görme kaybı falan başlamazsa iyidir.
Yazıyı burada kesecektim, yapamıyorum. Çünkü bugün Gaksital'in yeni bölümünü izledim. Ağlamamak için kendimi tutuyordum. Taa ki... Başkan Jo'nun Gaksital kıyafetiyle kendini ortaya attığı ana kadar...


Sonra bi' baktım, Josonlu gençler de Başkan'a katılmış, herkes patır patır dökülüyor, "Kara Murat benim" etkisi oluyor. Ulan dedim, sizin gibi insanlar yok bu dünyada. Ne yaptım sonra? Ağladım. Evet. Ağladım, çünkü manevi değeri o kadar yüksek bir sahneydi ki artık ağlamamak için kulaklıkları çıkarıp gözlerimi kapatmayı bile denedim, ama tutamadım kendimi. Lider Damsari nasıl ağlamadı, ben ona şaştım gerçi.
Neyse, ondan sonraki sahneler biraz karıştı, polisler dayağa falan geçti. Gaksital gelsin diye bekliyoruz artık. Hooop...


Evet, o gördüğünüz bizim cazgır ajumma'mız. Sirkin sevgili annesi... Hain Shunji onu kalbinden vurdu! Gel de ağlama abi ya. Hadi gel de ağlama... Ağladım lan.

Yalnız şu an fark ettim ki beni en çok ağlatan diziler KBS'den çıkmış. Senaristler dram bağımlısı olsa gerek, benim gibi. Keşke ağlama hakkım elimden alınmasaydı da... Aaah, ah...
Benim yerime Joo Won oppa ağlasın bari.


Gözyaşlarınızın kıymetini bilin, mavi olmasalar bile!