Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

29 Nisan 2016 Cuma

Cruel City - Siyahın içinde sönen mavi adam

Selam dostlar!
Neşeli bir girişe takatim yok, inanır mısınız? Bu yazıya da yok aslında. Ama anlatmam lazım, patlayacak gibiyim.
Ben DOTS izledim. Akıp gitti, heyecanlandırdı. Sık sık tıkanıyorum ben dizi izlerken, hazır dedim bu dizi beni açtı. Devam edeyim buradan. Ne yaptım ettim, hep izlemek istediğim Cruel City'e başladım.
Açıkçası dizinin afişleri hiç çekici değil. O yüzden ben de en sevdiğim karakterlerin olduğu afişi alıp getirdim size.
Böyle bir dizinin konusu nasıl özetlenebilir bilmiyorum ama... Deneyeceğim en azından.
Dizimizin başrol oyuncusu Jung Kyungho, lakabı Doktorun Oğlu olan Jung Shihyun karakterini canlandırıyor dizide.
Doktorun Oğlu büyük bir uyuşturucu çetesinin liderinin sağ kolu ve bir gün darbe yaparak çetenin başına geçmek istiyor.
Fakat gerçekten tam olarak hatırlayamadığım gereksiz sebeplerden ötürü bu uyuşturucu çetesinin liderini yakalamak için polisler özel bir birim kuruyorlar. Haliyle bu gözü kara Doktorun Oğlu (kısaca Doktor) ile özel birimin lideri Ji Hyungmin'in yolları kesişiyor.
Bu Ji Hyungmin abimiz savcıları ve uyuşturucu çetelerini hiç sevmeyen biri. Gyungmi isminde tatlı bir sevgilisi var. Evlilik planları yapıyorlar. Bir de bu Gyungmi'nin yetimhaneden beri öz kardeşi gibi koruduğu Soomin isimli gözü pek bir kızçemiz bulunuyor.
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz önde duran kişi Doktor; hemen yanındaki hanımefendi Lee Jin Sook, en masum ifadesiyle bir "bar" işletiyor. Doktor'la aralarındaki ilişki gerçekten parmak ısırtacak cinstendi.
Diğer yanındaki genç abimiz de Kim Hyunsoo, kısaca Soo diyoruz. Dünyanın en şapşal mafyası ama bir o kadar da güvenilir, gözü kara bir arkadaş. Bu diziye başlamamın en büyük sebeplerinden biri Soo karakterine can veren Yoon Hyunmin'di.
En uçtaki yanar dönerli ceketi olan amcamız da Lee Jin Sook'la beraber bir anlamda Doktor'u "büyüten" Safari amca. Dizinin içinde ayrı bir dünyaydı, ama kendisinden yalnızca bu kadar bahsedeceğim.
"Bu sokakların hepsini alalım, Soo," cümlesiyle daha ilk baştan beni kendine bağlayan bir arkadaşlık sundular bana.
Eğer beni okuyan biriyseniz bilirsiniz, benim yaver zaafım vardır. Soo işte o yaver adamdı benim için. Her ortaya çıkışında dikkat kesildiğim, ikisinin muhabbetlerini dinlerken içimin acıdığı, bağlarını gösterdiklerinde ağladığım... 
Bunu söylerken -neden bilmiyorum- kendimi çok aciz hissedeceğim ama Soo ve Doktor benim her zaman yazmak isteyip hiçbir zaman yazamadığım arkadaşlığı yaşattılar bu dizide. Yalnızca yan yana duruşları, birbirlerine bakışları bile... Bilmiyorum çok başkaydı be. Keşke daha çok olsaydı, keşke daha çok görebilseydim bu ikisini.
Ama en az Soo kadar sevdiğim biri daha vardı.
Lee Jin Sook.
Bugüne kadar izlediğim bütün diziler içerisinde en sevdiğim kadın karakter.
Güzel, kibar, güçlü, olması gerektiği kadar ucuz ama her haliyle asil bir kadın.
Çok güzel seven, çok güzel koruyan bir kadın Lee Jin Sook.
Ben zannetmiştim ki en çok Soo'yu severim, en çok onun için gözyaşı dökerim. Ama öyle değildi. Jin Sook'u hesaba katmamıştım. Her şeye rağmen güzel kalpli kalan biriydi bu kadın. Diziye girip sımsıkı sarılmak istedim, gözyaşlarını silmek istedim çoğu zaman. Keşke onun gibi bir ablam olsaydı.
Bu dizinin anlatılacak daha çok karakteri var ama biliyorum, sıkıldınız.
Belki de sıkılmadınız her zaman yazdığım gibi yazıyorum.
Şu an hiçbir şeyin farkında değilim aslına bakarsanız, hala kendime gelmiş sayılmam.
Size bu diziyi anlatamam arkadaşlar. Çünkü bu dizi son 5 dakikaya kadar heyecanını koruyan bir diziydi. Her şeyi anlatsam bile heyecanla izleyebilirsiniz, ancak ben buna ihanet etmek istemiyorum.
Nasıl bir akıl, nasıl bir kalp bu senaryoyu yazabilir?
Nasıl bu kadar acı, bu kadar karışık olabilir? Ve buna rağmen noktayı nereye koyacağını nasıl bu kadar iyi ölçebilir?
Hiçbir şey bilmiyorum dostlar.
Ben bu diziyi "vay aksiyon, deneyelim," diyerek açmıştım yalnızca.
Mavi Kartozu bu dizi tarafından harcandı.
Hala sindiremedim ve bir süre daha sindirebileceğimi sanmıyorum.
Bu dizi bir şaheserdi! İzlediğiniz herhangi bir diziyle karşılaştırmanız mümkün değil, bunu yapmak ayıp olur.
Sözlerimle kirletmek istemedikçe daha çok konuşuyor olmam da ayıp ama gerçekten içimdekileri haykırmak istiyorum.
"Dünya bir aynadır. Eğer ona küfredip yüzüne tükürürsen, o da sana küfredip yüzüne tükürür. Eğer gülersen, dünya da seninle birlikte güler."
Lütfen bu diziyi mavileyin, emin olun hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz. Mavi sözü.

***
mavinot: Belli sitelerde dizinin çevirisi kötü, yapabiliyorsanız uygun bir çeviri bulmaya çalışın. Yoksa kafanız gereğinden fazla karışabilir.
mavinot2: Bu not kendisinden bahsetmediğim için üzgün olduğum Nam Gyuri içindir, seni seviyorum kadın.
mavinot3: Açıklayıcı bir yazı olmadığı için de üzgünüm, hala gözyaşları içerisindeyim. Mavi kalın.