Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

22 Temmuz 2014 Salı

Mavisi Bol Dizi - Hotel King

Bir Starlight olarak liderimizin aktörlük çıkışını yapması beni oldukça heyecanlandırmıştı haliyle. Üstelik fandomda dolaşan kısa videolarda gördüklerim de beni çok heyecanlandırıyordu. Ayrıca Lee Deokhwa, Lee Dongwook ve Lee Dahae gibi yeteneklerini çok takdir ettiğim insanlar da o dizide oynuyordu. Yardımcı karakter listesine girersem çıkamam hatta.
Kafaya koymuştum, Hotel King izleyecektim.
Ama seneye üniversite sınavına gireceğim için hiçbir şeye doğru dürüst vakit bulamıyordum ve sürekli erteledim. Roommate'te bu diziye fanboyluk yapan Seho oppa işimi hiç kolaylaştırmıyordu. Ve sonunda içimdeki kdrama canavarına yenik düşüp iki hafta önce diziye başladım.
Dizinin konusundan kısaca bahsedelim efendim.
Dizi 1991 yılında Amerika'da bir ara sokakta dilenen iki çocukla başlıyor. Dizi onlardan birinin, Jayden'ın hayat hikayesini konu almakta.
Jayden Kore'deki ailesi tarafından terk edilip Amerika'ya evlatlık gönderilmiş ve sonunda dilencilik yapmak durumunda kalmış kalbi temiz bir çocuk.
Yanında ufak bir çocuk daha var, kardeşi gibi seviyor onu ve insan evladı değil de bir un çuvalıymış gibi çocuğu döven çete liderlerinden korumak isterken çete liderini öldürüyor. Elinde silah, hareketsiz yatan kardeşinin bedeniyle öldürdüğü adamın arasında titreyerek duruyor. Ufacık bir çocuk daha. Ne yaptığının bile farkında değil ki!
Derken deponun kapısı açılıyor ve içeri ilahi(!) bir ışık doluyor. Tir tir titreyen ufak Jaydenımıza elini uzatıyor. Jayden gözlerini tekrar açtığında cennette olduğunu düşünüyor; ferah bir odada yumuşacık bir yatakta yatıyor. Ayakucunda da ona elini uzatan adam var.
Jayden'ı sakinleştirdikten sonra onu terk eden ve annesini öldüren babasını tanıdığını söylüyor. Çok zengin, kocaman bir oteli var diyor. "Sana yardım edeceğim Jayden, intikamını alıp o otelin sahibi olacaksın."
Lee Deokhwa'nın canlandırdığı bir karaktere iyi biri olsa da asla güvenemezsiniz. Garip bir şekilde kelimeleri, sesi ondan ürkmenize neden olur. Jayden da ben de ürktük efendim. Ama başka seçeneğimiz yoktu. O adamı takip ettik.
Yıllar ilerledi ve günümüze geldik. Jayden, Cha Jaewan ismini alarak intikam almak istediği adamın peşine düşmüş, hatta ona çok ama çok yaklaşmıştı.
O gece yanına gidip "Ben senin oğlunum, annemi öldürdün" dedi ve özür dilemesini istedi. Cha Jaewan denen adam intikam peşinde koşarken duygularını bir kenara atmış diye düşünmenin büyük hata olduğunu gördük bu noktada. Çünkü onca yılını yalnızca basit bir "özür" için harcamıştı. Fazlasını istemedi.
"Sana bir saat veriyorum" diyerek çıkıp gitti. Ama o bir saat içinde adam binasının camından düşerek öldü. Cha Jaewan kendisini çok kötü hissediyordu, basitçe bir özür bile dileyemeyen bir adam için hayatını harcamıştı. Neyse ki şimdi oteli alabilirdi.
Tabii otelin sahibinin kızı, üvey kardeşi Ah Mone delisini unutmasaydı.
Bundan sonrası için ayrıntı vermeyeceğim, hatta anlatmayacağımda. Bütün bu anlattıklarım iki(?) bölümde olup bitti. Çok hızlı gittiğimizi düşünmüştüm ama ilk beş bölümden sonra diziye iyice bağlandım.
Olay örgüsü her zaman sizi şaşırtacak şekilde ilerliyor ve dizinin başına dönüp baktığınızda biz nereye geldik böyle diyorsunuz. Bazen doğru tahminler yaptığınızda bile öyle bir an geliyor ki senaryoyu tahmin ettiğiniz halde bile ağzınızı açık bıraktırıyor.
Hotel King'in günceline yaklaşmak üzereyim, en son 25. bölümü izledim ve hala deli gibi heyecanlıyım. Bütün senaryoyu ilk on bölümde kurmayı denemiştim ama olan olaylar gerçekten beni ters köşe ettiler. Bu dizinin bana yaşattığı hisleri ekrana bağırmakla bile yatıştıramıyorum efendim, muhteşem bir şey!
Oyunculara gelirsek...
Lee Dahae ve Lee Dongwook'u My Girl'ü izlediğim zamandan beri çok severim. Ayrıca birbirleriyle uyumlu bir oyuncu çiftini bu kadar kolay bulamazsınız bence. Dostlukları eskiye dayanıyor ve çok eğlenceliler. Bu dizinin başrolleri olarak gerçekten iyi iş çıkarıyorlar.
Lee Dahae, çılgın ve saf Ah Mone için biçilmiş kaftan. Ben genelde hem salak hem güçlü olan karakterleri hiç sevmem ama Ah Mone'yi çok sevdim. Dizinin ikinci kadının da söylediği gibi "Çok sevimli bir kız çocuğu," ve "Kendisinden nefret etmemize izin vermiyor."
Lee Dongwook da çeşitli dizilerde oyunculuk yeteneğini gördüğüm bir adam. Komediye de çok iyi gidiyor, drama da. Burada da çocuk kalpli sözde ruhsuz intikamcı olarak harika bir iş çıkarıyor.
Başroller konusunda gerçekten çok şanslı bir dizi.
Yardımcı başrol seçimleri de cuk oturmuş bence. Ben Cha Jaewan'ın aşığı Song Chaekyung karakterini oynayan kadını Personal Taste izlediğimden beri hiç sevmiyorum. Oynadığı karakterin de etkisi vardır belki ama ses tonu, bakışları, hareketleri tamamen beni rahatsız ediyor. Buna rağmen inanılmaz bir şekilde anaç bir tavrı var bu dizide. Yani tam karakterine uygun. Kadını sevmesem de karakterinin hakkını verdiğini söylemem gerek. Alkışlıyorum kendisini.
Ve otelin ölen sahibinin hayranı, Ah Mone'nin koruyucusu Sun Woohyun. Kendisine 2AM grubundan Seulong hayat veriyor. Söylemem gereken en önemli şey, bu karakterin benim içindeki kdrama fangirlünü yeniden uyandırdığıdır. Ben uzun zamandır bir karaktere bu kadar delirdiğimi hatırlamıyorum. Muhteşem bir karakter. Çok sıcak, havalı, güçlü. Sun Woohyun'un hakkı iyi verilmeseydi bu dizinin bacaklarından biri kopardı bence. Sun Woohyun komaptaa ^^
Dizinin yaşlı karakterleri Müdür Baek ve Lee Jungku'dan da kısaca bahsedeceğim.
Yeteri kadar rahatsız ediciler, asla onlardan sonuna kadar nefret edemiyorsunuz. Durmaları gereken yere yerleştirmiş senarist onları ve harika bir iş başarmış.
Son olarak bu diziyle tanışmama vesile olan değerli Noah-ssi ve dizideki azılı düşmanı, aynı zamanda can kardeşi olan Müdür Jang'tan bahsetmeliyim. Çünkü dizinin bacaklarından biri de onlar.
Hem çok geveze, hem çok zeki, hem de aşırı komik olan bu ikili dizinin tuzu biberi efendim. Sürekli bir çekişme halindeler, adeta bir Tom ve Jerry ikilisi.
Müdür Jang'a güldüğüm kadar güldüğüm çok az dibinin dibi karakter vardır. Noah kadar şirin olan bir "maknae" de görülmemiştir dizilerde bence.

Şu ana kadar anlattıklarımdan nasıl bir sonuç çıkıyor bilmiyorum ama şöyle söyleyebilirim ki ben dizilerin ilk on bölümden hadi taş çatlasın ilk on iki bölümden sonra gevşediğine, tekrara bağladığına inanırım. Bunu kırabilen çok az dizi var ve ben çoğunu izledim. O yüzden artık dizi izleyemiyordum, kdrama fangirlüm ölmek üzereydi. Ama Hotel King beni kurtardı.
En sevdiğim dizi Giant'tı ama Hotel King'le baş başalar şu an, üstelik dizinin bitmesine yedi bölümcük kaldı. Hala heyecanlı, hala diken üstündeyim.
Etrafımda fazla dizi izleyen insan yok, genelde kpopçıyız hepimiz. O yüzden dizi neler yaptı, nasıl bir etki bıraktı bilmiyorum. Yine de ne kadar değer verseniz azdır.
Oyunculuğu kötü olan tek bir karakter yok, heyecan doruktan hiç inmiyor, oyuncular aile gibiler. Daha ne olsun. Daha ne duruyorsunuz. Kalkın açın izleyin şu diziyi. Emin olun bırakamayacaksınız. Gerçekten muhteşem ötesi.
Yukarıda gördüğünüz kareler (daha iyi bakmak için resmin üzerine tıklayın lütfen) Noah karakterine hayat veren değerli liderim Cha Hakyeon'un doğum gününde çekilmiştir. Ekibin böyle yakın olduğunu görmek gerçekten beni çok mutlu etti. Belki de dizinin bu kadar büyülü olmasının sebeplerinden biri de budur, kim bilir!
Uzun lafın kısası, dizinin sizi büyülemesine izin verin. Gerçekten pişman olmayacaksınız.
Hotel King jjang!
Mavi Kartozu Hotel King'i bulduğu için çok mutlu ^^
Dizimizin güzel kapanış müziğiyle sizlere veda ediyorum. Başka bir yazıda daha görüşmek üzere, mavi kalııın!