Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

5 Ağustos 2014 Salı

Mavi Kartozu'nun Kaleminden: Blossom Tears - 꽃잎놀이


"Seni bir mektup yazarak kırdığım için üzgünüm. Artık devam edemem çünkü çok yoruldum. Seni her zaman bekleyen bendim ve asla sevgimi yitirmedim.”
Sert ve soğuk kağıdı tutan parmakları titriyordu. Her zaman bekleyen, seven ama en sonunda yorulan sevgilisine aldığı güller elinden kayıp düşüverdi.

***

Serin odada duyulan yalnızca Taekwoon’un kâğıtlar üzerinde kayan kaleminin sesiydi, bir de Jongmi’nin zarif adımları. Usulca gelip sevgilisinin karşısına oturduğunda sevgi dolu bir gülücük koparabildi ondan. Çizimlerine baktı merakla, kendini tutamayıp kalemlerden biriyle şirin bir kalp ekledi kâğıdın köşesine. Son bir kez göz atmak için geri çekildiğinde genç adam, kapıverdi elinden. Oyun oynamak istemişti onunla.
Taekwoon da katıldı bu oyuna. Kâğıdını geri alıp uzun kollarını kaldırdı havaya. Jongmi saçlarını dalgalandırarak ona ulaşmak için zıpladı. Genç adam bu çocukça hareketlere daha fazla dayanamadığını hissetti iliklerine kadar, güzel çekik gözlerinden bir bulut geçti ve dokunmaya bile çekindiği sevgilisini, dokunmak için bile kullanmadığı elleriyle ittirdi.
Jongmi biliyordu, bunu yaptığı için pişman olmaya başlamıştı bile genç adam. Yerden kalkarken bulduğu ilaçları hatırlayarak, bunu isteyerek yapmadığını düşündü kendisini avutmak için.
Onun yalnızca canı acıyordu, ilaçları bulduğu gibi bulmuştu bunun sebebini de. O beyaz kutunun içindeki, yasaklı mor elbise. Taekwoon o kutuyu köşe bucak saklıyordu ondan, elinde olsa sandıklara kilitleyecekti. Jongmi yine biliyordu ki mor elbiseyi arzulamak yerine henüz yapmaya başladığı beyaz elbiseyi istemeliydi.
Kutuyu kendinden sakladığı bir gün sevgilisine beyaz elbiseyi göstererek “Bunu bana ver,” diye gülümsedi. “Bana yakışacaktır, sen dikiyorsun ya.” Taekwoon gülümsemekle yetinmişti. Genç kız umut edip etmemesi gerektiğini bilmiyordu.
O gece kollarında uyumaya çalışırken o garip duyguyu hissetti. Aşkları papatya falına benziyordu. Elinde olmadan kendine sordu: “Seviyor mu, sevmiyor mu?” Kaç tane yaprağı vardı bu papatyanın? Sonunda sevdiği adamın da onu sevdiğine emin olabilecek miydi?
Kendisinin uyuduğunu zanneden Taekwoon uzun parmaklarını uzattı yüzüne doğru. İçi ürperdi Jongmi’nin. Bir cevap mıydı bu umutsuz papatya falına? Usulca gülümsedi, öyle olmalıydı. Ama genç adam ona dokunmadan çekti elini. Cevap bu muydu? Sevmiyor muydu onu?
Jongmi buna dayanamazdı. Gözlerini açmadan sevgilisinin elini tuttu. Son yaprağı çekerken “sevmiyor” demesi gerekiyorsa o yaprağı çekmese de olurdu. Kâğıt kokan yumuşak elini yanağına bastırdı.
“Seviyor,” diye fısıldadı kendisinin bile duymadığı bir sesle. Ama daha yüksek sesle söylemiş olmayı dilerdi.
Taekwoon yalnızca bir an tereddüt etmişti ve sonra Jongmi’nin hiç sevmediği o yüz ifadesini takınarak çekivermişti elini. “Sevmiyor,” diye haykırdığını duydu son yaprağın. İçi acıdı. Kendini tutamayıp peşinden gitti, ona sarıldı. Yüreğini saran buzları birkaç saniyeliğine de olsa eritmek için.
“Biz hiç ayrılmayalım,” dedi söylediği şeyin farkında olarak. Genç adam yalnızca boynunu saran koluna tutunmakla yetindi onun.
Jongmi o gün sevgilisinden uzaklaşmak istedi, güzel yüzünü asık görmesini istemiyordu. Üstelik “sevmiyor” diye bağıran yapraklara inat yeni bir papatya bulmalıydı kendisine.
Taekwoon için evde yalnız kalmak demek, ruhundaki çukurlardan birine batmak demekti. Bin bir emek vererek diktiği o güzel elbiseleri, güzel sevgilisinden bile sakındığı çizimlerini, sevgilisini kollarında uyuttu yatağı darmadağın etti. Göğsünde yanan ateşi söndüremiyordu, bağırmaktan boğazı acıyordu ama kalbi kadar değil.
Jongmi bunu beklemiyor olmasına rağmen eve döndüğünde şaşırmadı. Yeni bir krizdi sadece. Yalnızlık ona bir şeyleri hatırlatmış olmalıydı, beyaz kutunun içinde bekleyen yasaklı mor elbisenin sahibini. Yeni kopardığı papatya yaprağı “sevmiyor” diye bağırdı. Ama genç kız onu duymadı bile. Sevgilisine yaklaştı, vücudunu onunkine bastırdı.
Taekwoon kendini bırakıverdi onun kollarına. Sarılmadı, göğsüne bastıramadı kafasını. Her şey kendi kafasının içinde olup bitmişti belki, ama hissetmişti o duyguyu ve anlamıştı, onu böyle kırmaya devam ederse yeniden terk edilecekti.
Hayır, onun için diktiği beyaz elbise bitmeden Jongmi’yi kaybedemezdi.
Yeniden dikiş makinesinin başına oturabildiğinde ruhu çok yorgundu. Soluk borusundan içeri akan bu sıcak duygu da neydi? Pişmanlık olamazdı, değil mi?
Derince bir iç çekip yerinden kalktı ve banyoya girdi. Aynada yüzüne baktı. Pişman değildi. Sevgilisinin sırf o dikiyor diye kendisine yakışacağını düşündüğü elbiseyi giydiğini görebilecekti.
Yere küvetin yanına oturup genç kızın soğuk elini uttu. Sıcakken yapamadığı şeyi yaptı, parmaklarını tek tek öptü. Hala güzeldi, ölüm ondan güzelliği çekip alamamıştı. Beyaz elbise ona gerçekten çok yakışacaktı.
Elbisesini ona giydirmeden önce temiz bir kavanoza koyduğu güzel kalbini dolaba yerleştirdi. Tam yanında mor elbisenin sahibinin mektubu vardı. Bir raf altta kırmızı elbisenin sahibinin başka bir şeyi, onun yanındaysa siyah elbiseyi giymek isteyen kızın aşkı.
Sonunda tamamladığı beyaz elbiseyi, ölümün bile çok yakıştığı sevgilisine giydirdi. Jongmi haklıydı, bu elbise tam ona göreydi. Keşke kendisi de görebilseydi.
Saçlarını okşadı ona hayranlıkla bakarken. Kafasını soğuk omzuna yaslandığında pencereden giren rüzgâr kana bulanmış papatya yapraklarını havalandırdı.
Her şey Jongmi’nin istediği gibi olmuştu. Beyaz elbise ona çok yakışmıştı ve hiç ayrılmayacaklardı.




mavi-not: VIXX'in kara prensi Leo, büyük sanatçı LYn'le bir düet kaptı ve klipte de hakkını vererek oynadı. Kalbimi bu kadar hızlı attıran bir klibin hikayesini yazmazsam olmazdı. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Ayrıca klibi izleyin ve Leo'muzu çokça sevin lütfen. ^^ (bu cümlenin üstüne tıklayarak bizzat benim çevirdiğim Türkçe altyazılı klibe ulaşabilirsiniz.)

Klibin orjinal hali:

15 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

      Sil
    3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    4. ahh o kasar yazdım silindi sanırım ben atamadan neyse başa sarıyorum.. öncelikle bu muhteşem anlatımın için seni tebrik ediyorum . bu klibi daha ilk izleyişimde istemsizce dolmuştu gözlerim tam kurguyu anlayamasam da şarkı daki o duygu içime işledi.. hele o "sevmiyor" artık bunu anladığı zaman ki kızın o hüznü.... tek bi anlamadığım nokta var sen çok güzel anlatmışsında hala tam kabullenemedim galiba o sonu sonunda kızımız kendi dayanamadığı için mi intihar ediyor ?

      Sil
    5. Bu arada övgülerin için çok teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim gerçekten *-*

      Sil
  2. şu yorum atmayı bir türlü beceremedim sorun çıktı hep yeniden yazıyorum ahh beceriksiz ben.. neyse başa sarıyorum.. öncelikle seni böyle mükemmel bi klibi böyle mükemmel bi şekilde anlattığın için tebrik etmek istiyorum. bu klibi daha ilk izlediğimde tam kurguyu anlayamasam da şarkıdaki o yoğun hüzün sayesinde duygulandım.. özellikle kızın sevmiyişini kabulleniş kısmı... sadece hala tam çözemediğim bi kısım var ya da kabullenemediğim mi desem kız gerçekten intihar mı etti vazgeçip?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlar için endişelenme, gönderdiysen mutlaka geliyor. Yayınlanmadan önce bana geliyor ki görebileyim bütün yorumları :) Kız intihar etmiyor, onu öldüren Taekwoon. Onu terk etmesinden delice korkuyor. Dolaba kalbini koyduğu sahnede bahsedilen kızlarsa yine Jongmi gibi kızlar, onların kendisini terk etmesinden korkup her birini öldürmüş ve onları hatırlatacak bir şeyler saklamış; bir organ ya da mektup gibi. Bedenlerini de manken olarak kullanıyor :)

      Sil
  3. ah salak ben :D bazen tutuyo böyle aldırma :D yorumların her birini hakediyorsun,kalemine hayran kaldım yazmaya devam ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiiim, asla durmayacağım eheh :)

      Sil
  4. Kırmızı Boice2 Temmuz 2015 15:22

    Hikayeyi okuduktan sonra klibi tekrar izledim de "Vooaah!" dedim.Mavi müthiş yazmışsın!Bir de acaba sonunu doğru mu anladım diye merak ederken yorumları okudum da cidden doğru anlamışım.O çocuğun dolapta sakladıkları falan...Ayy!
    Kızın umudu, oğlanın korkusu...Aslında hepsi aynı ama farklı yerlerden bakıyorlar.
    LYn acayip severim.Bu şarkıyı da LYn'dan bir başkası söylese dinler miydim bilmiyorum.Benim için çok ayrı bir yeri var.Leo da baya iyiymiş...
    Bir de şey düşündüm acaba bu klibin hikayesi üzerinden bir film ya da dizi yapılsa çok güzel olurdu.Bayılırım öyle psikopatlı şeylere. :D Konu baya iyi olurdu hani. :D
    Ellerine sağlık, gerçekten çok güzel olmuş...
    Kırmızı Boice bunu beğendi. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ^^ Keşke film olsa izlemelere doyamazdım. Beğenmene çok sevindiiimmm ^^

      Sil
  5. Bunu okuduğuma ve gördüğüme cidden çok sevindim desem beni anlarsın dimi

    YanıtlaSil
  6. Öncelikle merhaba mavi kartozu :) çok tatlı hoş bir anlatımın var hikayelerini okudum ve hayran kaldım resmen hikayeyi yaşadım bir şey sorabilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. Biraz geç oldu ama tabii sorabilirsin :)

      Sil