Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

11 Ağustos 2014 Pazartesi

It's Okay It's Love - O ne mavi dizidir öyle!

Test kitaplarının içine kendimi atmadan önce son bir dizi maratonu yapayım dedim. Tabii ki listede daha çok idollerimin olduğu diziler vardı. Hotel King ve Flower Grandpa Investigation Unit ilk bitirdiğim dizilerdendi. Hotel King'in bir yazısını yazmıştım zaten. FGIU yazısı yazılacak kadar ahım şahım bir dizi değildi, hatta Heechul oynuyor olmasa izlemezdim.
Bunların dışında bir de eski bir dizi olan -aslında çok da eski değil-  Nine'ı izledim. Çok karışık bir senaryosu vardı. Ama anlaması kolaydı. Büyük heyecanlarla izledim ve çabucak bitti. İzlemenizi tavsiye ederim.
Gel gelelim, hem Kyungsoo için hem de kadrodaki diğer herkes için izlemek istediğim It's Okay It's Love'a.
Başlarken çok çekincelerim vardı tutulmayacağıyla ilgili. Çünkü işin içine bir EXO üyesi girdiği zaman EXO hayranları bile bir şüphe ediyor, kesin başarısız bir dizi dikkat çekmek için üyelerimizi kullanıyorlar diye düşünmeden edemiyoruz. O güçlü kadroyu bile bir kenara atmıştım bunları düşünürken.
Ama neyse ki Kyungsoo'yu yeteneği için aldıklarından eminim artık.
 Konusundan bahsedecek olursak...
Afişte gördüğünüz uzun boylu beyefendi -kendisi Jo Insung olur, büyük hayranıyım- dizimizin başrol oyuncusu diyebiliriz. Jang Jaeyul isimli karaktre hayat veriyor.
Jang Jaeyul çok başarılı bir yazar. Üvey babasının gazabıyla dolu sefil bir çocukluk yaşamış ve sonra üvey babası ölmüş. Abisi de üvey babasını öldürdüğü için hapiste yatmakta. Karmaşık bir hayatı var. Oldukça ukala.
Kendisine sıkıca sarılan hanımefendi -kendisi Gong Hyojin olur- ikinci başrol oyuncumuz. Ji Haesoo isimli psikiyatriste hayat veriyor.
Ji Haesoo eskiden, yani aşk romanları yazarken Jang Jaeyul'un büyük hayranı olan bir kadın. İki erkekle aynı evde yaşıyor ve kendisini aldatan bir sevgilisiyle birlikte büyük bir talihsizliği var. Küçükken yaşadığı bir travma sebebiyle ilişkiye giremiyor.
Aynı evde yaşadığı iki adama Sung Dongil ve Kwangsoo hayat vermekte. Kadının abisi ve küçük kardeşi gibiler. İlişki tabloları ikinci bölümde karakterlerden birinin ağzından duyacağınız üzere çok daha karışık ama bundan bahsetmeyeceğim izleyip görmelisiniz.
Kyungsoo ise Kangwoo isimli bir lise öğrencisini oynuyor. Şeker mi şeker bir çocuk olan Kangwoo Jang Jaeyul'un en büyük hayranı ve yakın bir arkadaşı. Yazar olma hayalleri kuruyor. Onun da tıpkı hayranı olduğu yazar gibi acımasız bir babası var.

Dizinin karakterleri sıradan insanlar, ama hepsinin bir çeşit psikiyatrik sorunu var. Dizinin beni çeken yanı buydu. Ne yazık ki insanların çoğu bu sebeple uzaklaşıyorlar diziden.
Ama bu dizinin öğretmek istediği bir şey var. Ji Haesoo'nun ev arkadaşı, dizinin büyük abisi Dongmin şöyle diyor "Ne komik, insanlar kanser hastalarına ya da sakatlara sempati duyuyorlar ama söz konusu akıl hastaları olunca hemen damgalıyorlar."
Tıpkı konusunu okur okumaz diziyi izlemekten vazgeçen sizler gibi.

Dizinin konusu dedim ama yalnız karakterlerinden bahsettim biliyorum. Çünkü konusunu anlatmaktan vazgeçtim.
Bu dizi konusu itibariyle o kadar muhtemeşem, akılları başlardan alıcı, uçuk kaçık bir şey değil. Bu dizinin özelliği size elini uzatması, bir şeyler söylemek istemesi.
Dizinin altıncı bölümünü izledim en son ve durup kendi kendime dedim ki "Bu dizideki insanlar o kadar normal ki..." Ben bile, kendime önyargıları olmayan birisi derken psikiyatrik sorunları olan insanlardan sıradışı bir dizi beklemiştim. Şaşırtan, ağlatan, korkutan bir şeyler.
Ama değil.
Çok sıradan.
Çok bizden.
Çok içten.
Tedavi olmak istemeyen biri bununla yaşabileceğinden bahsederken Ji Haesoo şöyle diyor: "Tabii ki yaşabilirsin. Dünyadaki insanların %80 böyle sorunlarla yaşıyor."
Dünyadaki insanların %80'i demek %20'lik dilimde yer alıyorsanız bile her gün böyle insanlarla karşılaşıyorsunuz demektir. Onlar her gün karşılaştığınız insanlarsa neden önyargılı davranıyoruz? Neden o %80'lik dilimde olma ihtimalimiz olduğunu düşünmeden "korkuyoruz" onlardan. Çok komik değil mi? Korkmak.
Bu diziyi izlerseniz, her şeyin ne kadar sıradan ve basit olduğunu göreceksiniz.
Bunu hayatı toz pembe olarak göstermek ya da görmek olarak düşünebilirsiniz. Hayır, bu hayatı normal göstermek. Çünkü hayat zaten normal.
Dizinin her bölümü tekrar tekrar izleyebilirim, çünkü altı bölümde, daha bitmesine çok şey varken bana çok şey öğretti.
Hayatımın en zorlu dönemecine girmeden önce It's Okay It's Love gibi sıradan, içten bir diziyle tanıştığım için çok mutluyum

Dizinin senaristi, bundan önceki dizisi That Winter The Wind Blows'a da aşık olduğum No Heekyung. Oyuncularını seçmekte, onlara çok güzel oturan karakterler yaratmakta ve sizi dizinin içine çekmekte üstüne yok. Tabii ki bir de öğretmekte.

Kısaca demem o ki dostlarım. Bu dizi size çok şey kazandıracak, bana güvenin. Lütfen izleyin.
Hiçbir şey sizi çekmediyse dizinin muhteşem müzikleri olduğunu garanti ederim. Üstelik kanıtım da var. İşte dizinin en sevdiğim müziği Hero, Family of the Year'dan geliyor sizler için.
Mavileyin şu diziyi, mavilikle rica ediyorum. ^^

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder