Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

16 Ocak 2017 Pazartesi

Kartozu Mevsimi Hep Gelir! - Unutalım mı Mavi?

Selam dostlar!
Başlamadan önce bu şarkıya vereceğim kapanış şarkısına ek olarak bir açılış şarkısı vermek istiyorum. Bunu dinlerken okuyabilirsiniz isterseniz.
Evet, şimdi başlayabiliriz. Bugün benim doğum günüm! Ehehehehe.
Aslında tam olarak bu satırları yazarken değil, ama gece yarısından itibaren doğum günüm olacak. Doğum günüm kutlu olsun Mavi. Teşekkür ederim Mavi.
Geçen doğum günümde 100. yazımı yazıyordum, açıkçası ne yazdığımı hiç hatırlamıyorum. Herhalde ağlamışımdır ahahahaha.
Bu yazıda ağlamak gibi bir niyetim yok, gerçi muhtemelen sonunda ağlarım. Her neyse...
Eski yazılarımı okuduysanız bilirsiniz doğum günleri hakkında düşüncelerimi. Demiştim ki bir kere "Eğer insanların doğum gününü kutlamasını istiyorsan, o zaman onlara doğum günün olduğunu hatırlatmalısın." Ve hala böyle düşünüyorum. Ama bu sene, son iki aydır içinde doğum günü geçen bir cümle kurduğumu sanmıyorum. Kimseye "bu kızın doğum günü ne zamandı acaba?" diye düşündürtecek bir şey söylemedim.
Beklentim "ben söylemeden hatırlasınlar" değildi kesinlikle. Aksine herkesin unutmasını istiyordum, hala öyle istiyorum. Kimse doğum günümü kutlamasa ve bu sene 16 Ocak dünyanın en normal günü olarak geçip gitse... Belki seneye herkes hatırlasın diye uğraşırım, ama bu sene... Bu sene unutalım mı doğum günümü?
Çünkü böyle olursa biri ya da birileri unuttu diye üzülmeyeceğim bu sene. Herkes unutmuş olacak zaten.
Yine de bazı güzel dostlarımın hatırlayacağını biliyorum ve bazı arkadaşlarımın da Feysbuk'tan göreceğini. Yani herkesin unutması biraz imkansız, en azından bu sene için.
Bilmiyorum doğum günüm çok anlamsız geliyor bana. Daha başka şeylerle mutlu olmak istiyorum belki de o yüzden. Sarılmak istediğim çok insan var, ama doğum günüm bahanesiyle değil. Konuşmak istediklerim, yapmak istediklerim, almak istediklerim, gitmek istediğim yerler... Ama hiçbirini doğum günüm diye yapmak istemiyorum. Sanki onları doğum günü balonuma doldurursam yarın gece yarısında hepsi yok olacakmış gibi hissediyorum.
Ağlamaya başladım bile ahahahahahahahah.
2017'e girmeden önce bir hedef listesi yaptım. Listede şöyle iki madde var:
  • Gelecek sene için daha büyük hayaller bulabilmek
  • Hayallerime hedeflerim demeye alışmak
O kadar dolup taştım ki bu iki maddeyi yazarken, düşünmedim bile yazdığım şeyi. Kalemi bırakınca evet dedim ya, evet işte bu. Oturup bekleme bu listede yazan şeyler için. Peşlerinden koş, çaba göster. Ancak bu şekilde onlara hedeflerim deme cesaretini bulabilirsin, ancak bu şekilde sahiplenebilirsin onları. Oturup hiçbir şey olmuyor diye ağlamak bir boka yaramıyor, oturup hiçbir şey olmuyor diye ağlamakla vakit kaybedince cidden hiçbir şey olmuyor.
İşte bu yüzden bu sene doğum günümde, ertesi gün yok olacak hiçbir şeyi istemiyorum. Kalıcı şeyler istiyorum, kalıcı şeyler için temel oluşturmak istiyorum. Hayatım için bir şeyler yapmak istiyorum. Her gün doğum günüm olsun istiyorum, bir günü beklemek istemiyorum bir yıl boyunca.
Bu sene, 20 yaşımda mutlu olmak istiyorum. Olamaz mı? Size ne!
Sarılmak istediğim insanlara sarılacağım, konuşmak istediğim şeylerden bahsedeceğim, gitmek istediğim yerlere gideceğim, okulum için çaba harcayacağım, tüm bu çabalamanın arasında mutlu kalmak için hiç planlamadığım şeyler yapacağım ve seneye kimse bana tembel diyemeyecek, ben de dahil.
Tatmin olacağım, hayatımdan zevk alacağım!
Bir şeyler yapacağım.
Seneye kimseye doğum günümü hatırlatmak zorunda kalmayacağım ama unutsunlar diye kendimi sıkmayacağım da. Seneye doğum günüm umurumda bile olmayacak.
Her şey harika olacak. İnan bana Mavi, güzel şeyler başaracağım.
Ve siz doğum günümü unutamayacaksınız, çünkü bu yazıyı okuyup doğum günümün farkına varmamak gibi bir şey söz konusu olamaz. Ama bu yazıyı yazmak istedim işte. Evet herkes unutsun istiyorum, yine de kendim için bir iz bırakmak istedim ve geleneği korumak.
Gelecek sene bu yazıyı okuyup "başardın eşek sıpası" demek istiyorum ahahahaha.
Şu an tam anlamıyla mutlu olduğumu söyleyemem, tam anlamıyla mutlu olduğumu söyleyebileceğim bir doğum günü istiyorum. Bu seneye olmasa da olur, ölmeden önce bir kerecik olsa yeter.
Belki yarın akşam yazsam daha keyifli yazardım, çünkü daha doğum günüme girmedik. Ama amacım da bu zaten, doğum günü balonuma doldurduğum geçici şeylerin sarhoşluğuyla gelip buralara dökmek istemedim içimi. Onların etkisinde kalmadan söylemek istedim.
Bugün bir şarkı buldum ve bir yerinde şöyle diyor: "Sana milyonda bir olduğunu kim söyledi? Sen bundan çok daha iyisin."
Bu sene bunu kendime söyleyeceğim.
Ve iyi olacağım.
Her şey iyi olacak.
Lütfen siz de bu sene bunu aklınızda bulundurun. Sadece kendim için değil, sizin için de güzel bir yaş olmasını dilerim hangi yaştaysanız.

Ah bu yazı 12'ye yetişmeyecek diye çok üzülmüştüm. Ama yaptım! Muhtemelen söylemek istediklerimin çoğunu söyleyemedim. Olsun, ana fikri aldınız en azından. Hem çok fazla ağlamadım da. Güzel bir doğum günü yazısı oldu bu Mavi.
Kapanış şarkısı olarak birkaç ay önce korkularla savaşan bir Mavi olarak çevirdiğim Twenty(20) şarkısını vermek istiyorum. Bu şarkıyı çevirdiğim zamanlardan çok daha iyiyim şimdi, yine de dinleyin istiyorum.
"Olsun, bu daha başlangıç," diyor sözlerinde.
Bu daha başlangıç hayaletlerim.
Her şey çok güzel olacak.
İyi ki doğdun Mavi, doğum günün kutlu olsun. Seni çok ama çok seviyorum.