Okumak şöyle dursun sana söylediğim şeyleri
anlamaktan bile aciz olduğunu bilmeme rağmen sana olan hislerimi anlatmaya
ihtiyaç duyduğumdan yazıyorum bu mektubu.
Biricik yol arkadaşım, bazen benden nefret
ettiğini hissediyorum. Sana seslendiğimde kısa bir bakışla geçiştirmen, sadece
bana ihtiyacın olduğunda sevgini göstermen, bazen bilerek eşyalarıma zarar
vermen; beni sevdiğin ihtimalini fazlasıyla düşürüyor.
Ama biliyorum ki sen geceleri bana sarılıp sıcacık
uyumayı, kalabalık misafirlerimiz gelip seni sevmeye çalıştığında benim
kucağımda oturup onlara pas vermeyerek asıl sahibini belli etmeyi, sana yemek
verdiğim zaman başlamadan önce bana bakıp bir süre teşekkür eder gibi beklemeyi
seviyor ve bana olan sevgini bu şekilde belli ediyorsun. Sen de bilmelisin ki
bunların hiçbirini yapmasan da bana karşı hissettiğin tek duygu nefret olsa da
ben seni yine evime getirdiğim o kedi yavrusunu sevdiğim gibi seveceğim.
Son zamanlarda dışarı çıkıp haytalık yapmayı ve
dayak yemeyi alışkanlık haline getirmiş olman beni delicesine üzüyor. Ah sana
bir yetişebilsem peşinden koşup tüm o kabadayı kedileri tek tek tekmeleyeceğim
de… Gerçi böyle bir şey yapmaya kalksam çok utanırsın biliyorum. Yine de
burnunda pati izleriyle yorgun argın eve girişini görmek kalbimi parçalıyor.
Gezdiğin sokaklarda kaç tane kedi yavrusu yaptın
da analarına bırakıp geldin bilmiyorum. Ama eğer bir gün yavrularını getirmek
istersen hepsini seni sevdiğim gibi seveceğim oğlum.
Şimdi ayaklarıma sürtünüyorsun, karnın acıkmış
olmalı. Yok yahu, daha yeni yemek yedin. Ağladığımı fark ettiğinden herhalde…
Biraz da sen beni merak et diye almayacağım seni kucağıma. Nasıl olsa biraz
sonra televizyonun önüne kurulup kucaklaşırız sıcacık.
Seni çok seviyorum Karam.
Anneciğinin hayatını kurtardığının farkında
olabilmeni çok isterdim. Yüreğimdeki boşlukları o yumuş tombik poponla bir
güzel doldurduğunu sana anlatabilsem dünyanın en mutlu kedisi olurdun,
biliyorum. Bu yüzden ne yaparsan yap önemli değil. Yeni aldığım ayakkabılara
sıçıp gecenin bir vakti yüzümü tırnaklayabilirsin. Hiç önemli değil.
Yeter ki hep yanımda kal.
Birazdan beni uyandırıp dışarı seni salmam için bas bas
bağırdığın zaman aynı şeyleri düşünür müyüm bilmiyorum. O yüzden şu an böyle
düşünürken bir yerlere kaydetmek istedim.
Şimdi de bacaklarımı tırnaklıyorsun. İşte senin
sevgin de bu kadar nankör kedi.
İyi ki varsın oğluşum.
Kediler insanların kelimelerini anlayacak hale
gelinceye kadar saklayacağım bu mektubu. Hadi sana biraz yeni aldığım
krakerlerden vereyim de kendine gel.
Öptüm yırtık, sümüklü burnundan.
-Annen