"Seni bir mektup yazarak kırdığım için üzgünüm.
Artık devam edemem çünkü çok yoruldum. Seni her zaman bekleyen bendim ve asla
sevgimi yitirmedim.”
Sert ve soğuk kağıdı tutan parmakları titriyordu. Her
zaman bekleyen, seven ama en sonunda yorulan sevgilisine aldığı güller elinden
kayıp düşüverdi.
***
Serin odada duyulan yalnızca Taekwoon’un kâğıtlar
üzerinde kayan kaleminin sesiydi, bir de Jongmi’nin zarif adımları. Usulca
gelip sevgilisinin karşısına oturduğunda sevgi dolu bir gülücük koparabildi
ondan. Çizimlerine baktı merakla, kendini tutamayıp kalemlerden biriyle şirin
bir kalp ekledi kâğıdın köşesine. Son bir kez göz atmak için geri çekildiğinde
genç adam, kapıverdi elinden. Oyun oynamak istemişti onunla.
Taekwoon da katıldı bu oyuna. Kâğıdını geri alıp
uzun kollarını kaldırdı havaya. Jongmi saçlarını dalgalandırarak ona ulaşmak
için zıpladı. Genç adam bu çocukça hareketlere daha fazla dayanamadığını
hissetti iliklerine kadar, güzel çekik gözlerinden bir bulut geçti ve dokunmaya
bile çekindiği sevgilisini, dokunmak için bile kullanmadığı elleriyle ittirdi.
Jongmi biliyordu, bunu yaptığı için pişman olmaya
başlamıştı bile genç adam. Yerden kalkarken bulduğu ilaçları hatırlayarak, bunu
isteyerek yapmadığını düşündü kendisini avutmak için.
Onun yalnızca canı acıyordu, ilaçları bulduğu gibi
bulmuştu bunun sebebini de. O beyaz kutunun içindeki, yasaklı mor elbise.
Taekwoon o kutuyu köşe bucak saklıyordu ondan, elinde olsa sandıklara
kilitleyecekti. Jongmi yine biliyordu ki mor elbiseyi arzulamak yerine henüz
yapmaya başladığı beyaz elbiseyi istemeliydi.
Kutuyu kendinden sakladığı bir gün sevgilisine
beyaz elbiseyi göstererek “Bunu bana ver,” diye gülümsedi. “Bana yakışacaktır,
sen dikiyorsun ya.” Taekwoon gülümsemekle yetinmişti. Genç kız umut edip etmemesi
gerektiğini bilmiyordu.
O gece kollarında uyumaya çalışırken o garip
duyguyu hissetti. Aşkları papatya falına benziyordu. Elinde olmadan kendine
sordu: “Seviyor mu, sevmiyor mu?” Kaç tane yaprağı vardı bu papatyanın? Sonunda
sevdiği adamın da onu sevdiğine emin olabilecek miydi?
Kendisinin uyuduğunu zanneden Taekwoon uzun
parmaklarını uzattı yüzüne doğru. İçi ürperdi Jongmi’nin. Bir cevap mıydı bu
umutsuz papatya falına? Usulca gülümsedi, öyle olmalıydı. Ama genç adam ona
dokunmadan çekti elini. Cevap bu muydu? Sevmiyor muydu onu?
Jongmi buna dayanamazdı. Gözlerini açmadan
sevgilisinin elini tuttu. Son yaprağı çekerken “sevmiyor” demesi gerekiyorsa o
yaprağı çekmese de olurdu. Kâğıt kokan yumuşak elini yanağına bastırdı.
“Seviyor,” diye fısıldadı kendisinin bile
duymadığı bir sesle. Ama daha yüksek sesle söylemiş olmayı dilerdi.
Taekwoon yalnızca bir an tereddüt etmişti ve sonra
Jongmi’nin hiç sevmediği o yüz ifadesini takınarak çekivermişti elini.
“Sevmiyor,” diye haykırdığını duydu son yaprağın. İçi acıdı. Kendini tutamayıp
peşinden gitti, ona sarıldı. Yüreğini saran buzları birkaç saniyeliğine de olsa
eritmek için.
“Biz hiç ayrılmayalım,” dedi söylediği şeyin
farkında olarak. Genç adam yalnızca boynunu saran koluna tutunmakla yetindi
onun.
Jongmi o gün sevgilisinden uzaklaşmak istedi, güzel
yüzünü asık görmesini istemiyordu. Üstelik “sevmiyor” diye bağıran yapraklara
inat yeni bir papatya bulmalıydı kendisine.
Taekwoon için evde yalnız kalmak demek, ruhundaki
çukurlardan birine batmak demekti. Bin bir emek vererek diktiği o güzel
elbiseleri, güzel sevgilisinden bile sakındığı çizimlerini, sevgilisini
kollarında uyuttu yatağı darmadağın etti. Göğsünde yanan ateşi söndüremiyordu,
bağırmaktan boğazı acıyordu ama kalbi kadar değil.
Jongmi bunu beklemiyor olmasına rağmen eve
döndüğünde şaşırmadı. Yeni bir krizdi sadece. Yalnızlık ona bir şeyleri
hatırlatmış olmalıydı, beyaz kutunun içinde bekleyen yasaklı mor elbisenin
sahibini. Yeni kopardığı papatya yaprağı “sevmiyor” diye bağırdı. Ama genç kız
onu duymadı bile. Sevgilisine yaklaştı, vücudunu onunkine bastırdı.
Taekwoon kendini bırakıverdi onun kollarına.
Sarılmadı, göğsüne bastıramadı kafasını. Her şey kendi kafasının içinde olup
bitmişti belki, ama hissetmişti o duyguyu ve anlamıştı, onu böyle kırmaya devam
ederse yeniden terk edilecekti.
Hayır, onun için diktiği beyaz elbise bitmeden
Jongmi’yi kaybedemezdi.
Yeniden dikiş makinesinin başına oturabildiğinde ruhu
çok yorgundu. Soluk borusundan içeri akan bu sıcak duygu da neydi? Pişmanlık
olamazdı, değil mi?
Derince bir iç çekip yerinden kalktı ve banyoya
girdi. Aynada yüzüne baktı. Pişman değildi. Sevgilisinin sırf o dikiyor diye
kendisine yakışacağını düşündüğü elbiseyi giydiğini görebilecekti.
Yere küvetin yanına oturup genç kızın soğuk elini
uttu. Sıcakken yapamadığı şeyi yaptı, parmaklarını tek tek öptü. Hala güzeldi,
ölüm ondan güzelliği çekip alamamıştı. Beyaz elbise ona gerçekten çok
yakışacaktı.
Elbisesini ona giydirmeden önce temiz bir kavanoza
koyduğu güzel kalbini dolaba yerleştirdi. Tam yanında mor elbisenin sahibinin
mektubu vardı. Bir raf altta kırmızı elbisenin sahibinin başka bir şeyi, onun
yanındaysa siyah elbiseyi giymek isteyen kızın aşkı.
Sonunda tamamladığı beyaz elbiseyi, ölümün bile
çok yakıştığı sevgilisine giydirdi. Jongmi haklıydı, bu elbise tam ona göreydi.
Keşke kendisi de görebilseydi.
Saçlarını okşadı ona hayranlıkla bakarken.
Kafasını soğuk omzuna yaslandığında pencereden giren rüzgâr kana bulanmış
papatya yapraklarını havalandırdı.
Her şey Jongmi’nin istediği gibi olmuştu. Beyaz
elbise ona çok yakışmıştı ve hiç ayrılmayacaklardı.
mavi-not: VIXX'in kara prensi Leo, büyük sanatçı LYn'le bir düet kaptı ve klipte de hakkını vererek oynadı. Kalbimi bu kadar hızlı attıran bir klibin hikayesini yazmazsam olmazdı. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin. Ayrıca klibi izleyin ve Leo'muzu çokça sevin lütfen. ^^ (bu cümlenin üstüne tıklayarak bizzat benim çevirdiğim Türkçe altyazılı klibe ulaşabilirsiniz.)
Klibin orjinal hali:
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Silahh o kasar yazdım silindi sanırım ben atamadan neyse başa sarıyorum.. öncelikle bu muhteşem anlatımın için seni tebrik ediyorum . bu klibi daha ilk izleyişimde istemsizce dolmuştu gözlerim tam kurguyu anlayamasam da şarkı daki o duygu içime işledi.. hele o "sevmiyor" artık bunu anladığı zaman ki kızın o hüznü.... tek bi anlamadığım nokta var sen çok güzel anlatmışsında hala tam kabullenemedim galiba o sonu sonunda kızımız kendi dayanamadığı için mi intihar ediyor ?
SilBu arada övgülerin için çok teşekkür ederim, beğenmene çok sevindim gerçekten *-*
Silşu yorum atmayı bir türlü beceremedim sorun çıktı hep yeniden yazıyorum ahh beceriksiz ben.. neyse başa sarıyorum.. öncelikle seni böyle mükemmel bi klibi böyle mükemmel bi şekilde anlattığın için tebrik etmek istiyorum. bu klibi daha ilk izlediğimde tam kurguyu anlayamasam da şarkıdaki o yoğun hüzün sayesinde duygulandım.. özellikle kızın sevmiyişini kabulleniş kısmı... sadece hala tam çözemediğim bi kısım var ya da kabullenemediğim mi desem kız gerçekten intihar mı etti vazgeçip?
YanıtlaSilYorumlar için endişelenme, gönderdiysen mutlaka geliyor. Yayınlanmadan önce bana geliyor ki görebileyim bütün yorumları :) Kız intihar etmiyor, onu öldüren Taekwoon. Onu terk etmesinden delice korkuyor. Dolaba kalbini koyduğu sahnede bahsedilen kızlarsa yine Jongmi gibi kızlar, onların kendisini terk etmesinden korkup her birini öldürmüş ve onları hatırlatacak bir şeyler saklamış; bir organ ya da mektup gibi. Bedenlerini de manken olarak kullanıyor :)
Silah salak ben :D bazen tutuyo böyle aldırma :D yorumların her birini hakediyorsun,kalemine hayran kaldım yazmaya devam ^^
YanıtlaSilTeşekkür ederiiim, asla durmayacağım eheh :)
SilHikayeyi okuduktan sonra klibi tekrar izledim de "Vooaah!" dedim.Mavi müthiş yazmışsın!Bir de acaba sonunu doğru mu anladım diye merak ederken yorumları okudum da cidden doğru anlamışım.O çocuğun dolapta sakladıkları falan...Ayy!
YanıtlaSilKızın umudu, oğlanın korkusu...Aslında hepsi aynı ama farklı yerlerden bakıyorlar.
LYn acayip severim.Bu şarkıyı da LYn'dan bir başkası söylese dinler miydim bilmiyorum.Benim için çok ayrı bir yeri var.Leo da baya iyiymiş...
Bir de şey düşündüm acaba bu klibin hikayesi üzerinden bir film ya da dizi yapılsa çok güzel olurdu.Bayılırım öyle psikopatlı şeylere. :D Konu baya iyi olurdu hani. :D
Ellerine sağlık, gerçekten çok güzel olmuş...
Kırmızı Boice bunu beğendi. :D
Çok teşekkür ederim ^^ Keşke film olsa izlemelere doyamazdım. Beğenmene çok sevindiiimmm ^^
SilBunu okuduğuma ve gördüğüme cidden çok sevindim desem beni anlarsın dimi
YanıtlaSilÖncelikle merhaba mavi kartozu :) çok tatlı hoş bir anlatımın var hikayelerini okudum ve hayran kaldım resmen hikayeyi yaşadım bir şey sorabilir miyim?
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum. Biraz geç oldu ama tabii sorabilirsin :)
Sil