Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

17 Ocak 2016 Pazar

Really Really Like You - Gerçekten Gerçekten Mavi Dizi

Hızlı bir giriş yaptığımız bu seneye, bir dizi analiziyle merhaba diyoruz dostlarım!
Bu diziyi neden aradım bilmiyorum, hatırlamayacağım kadar uzun süre oldu başlayalı, hayır aslında uzun süre olmadı. Sadece başladığımdan beri çok fazla şey oldu.
Benim yüzyıllardır hiç güncellemediğim ve yaptığımdan beri hiç ciddiye almadığım bir "bu dizileri izlemelisin" listem vardır. Dizi bulamadığım için o listeyi açıp bu dizinin ismini gördüğümde bir şans verebilir miyim diye düşündüm. Konusuna, oyuncularına, bölüm sayısına bile bakmadan yalnızca insanların yorumlarını okuyarak çok da büyük şeyler beklemeden indirdim Really Really Like You'yu.
Bu posterler ve başrolün bütün dizi boyunca şiveli konuşuyor olması da büyük bir etki oldu başlamam için açıkçası.
Çünkü şunların sevimliliğine bakar mısınız yahu?
Baktığınıza göre gelin dizinin konusundan basitçe bahsedelim.
Başrol oyuncumuz Eugene, ki kendisi dünyalar güzeli bir anne şimdi, Yeo Bongsoon karakterini canlandırmış bu dizide.
Yeo Bongsoon köyde büyükannesiyle beraber yaşayan, oldukça saf ve temiz kalpli ama bir o kadar da açıkgözlü ve çenesi hiç durmayan bir kızımız.
Bir gün köyün yakınlarında kaybolmuş, yaralanmış bir adam bulup onu eve taşıyor. Ona güzelce bakıyor, yaralarını sarıyor. Sonradan anlıyoruz ki bu adam ülke için önem taşıyan biri, Jang Joonwon. Başlarda kendisini çapkın ve güvenilmez bir adam zannedip sonradan pek çok sebeplerle iyi ama aynı zamanda şerefsiz biri olduğu kanaatine vardım. Mesleğinde çok iyi olan bu doktor beyefendiyi almak için görevlendirilmiş bir koruma gönderiliyor köye.
Geldiği ilk dakikadan Yeo Bongsoon'la itişip kakışan bu koruma, Nam Bonggi. Kendisini pek sevgili oyuncumuz Lee Minki canlandırıyor.
Bu üçlü (aslında büyükanneyi de sayarsanız dörtlü) birlikte köyde kısa bir dönem geçiriyorlar. Bol kavgalı ama eğlenceli bir dönem oluyor bu. Daha sonra maalesef Bongsoon'un bir tanecik büyükannesi vefat ediyor ve işte dizi tam anlamıyla o zaman başlıyor.
Yeo Bongsoon köyde varı yoğu savuşturup pılını pırtını toplayıp mecburi olarak Seul'e gidiyor bir süre ağırladığı misafirlerinin peşinden.
Gerisini tahmin edebiliyor olmalısınız. Ortaokul mezunu, köyünden hiç çıkmamış, kimsesiz ve çenesinden başka hiçbir şeyi olmayan bir genç kızın koskoca Seul sokaklarında neler çektiğini az çok tahmin edebiliyorsunuzdur diye tahmin ediyorum ehehe.
Evet arkadaşlar, gelelim acı gerçeğe.
Bu dizi 2006 yapımı ve inanın bana klişeden bol bir şey yok.
Üstelik görüntü kalitesi düşük ve internette ekran görüntüsü namına bir şey bulmanız imkansız.
Daha da dürüst olmam gerekirse dizide spoiler vermeden anlatılacak hiçbir şey yok.
Ama bu dizi benim için özel.
Çünkü uzun zamandır Kore dizilerinde o masum aşklar yoktu. Şirket savaşları, fantastik saçmalıklar, entrikalar, dövüşler kavgalar derken... Bir dönem hepimizin bıktığı masum aşkları özler olmuştuk artık. Öyle sadece yüzüne bakınca mutlu olan insanlar yoktu son zamanlarda. Kore dizilerinin albenisi olan ütopik sevgiler kaybolmuştu.
İşte bu yüzden Really Really Like You bana yaradı. Sanki yavaş yavaş gözlerime perde iniyordu da birdenbire iyileştirici bir ışık tuttular gözüme.
Basit aşkları özlemişim delicesine.
34 bölümlük bir dizi olduğunu göz alırsak; az ağladım, az üzüldüm, az sinirlendim. Tamamen mutlu olmak ve gülmek üzerine kurulu basit bir diziydi.
Kötü karakterler vardı, çok konuşan dırdırcı karakterler vardı. Ama hepsini seviyordunuz.
Dostum, işte 2005-2007 dizilerinin güzelliği buydu. Estetiksiz burunlar, kot etekler ve her şeye rağmen sevdiğiniz karakterler, masum aşklar...
Kore drama tarihinin belki de en güzel yıllarıydı.
Eğer o yıllara dönmek istiyorsanız gerçekten izlemenizi tavsiye ederim. Aileyle izleyebileceğiniz bir dizi olduğunun da altını çizmek isterim ehehe.
20. bölüme yakındı, bir an durup "daha dizinin başındayım" diye düşündüm. Oysa çoktan yarılamıştım bile. Öyle güzel sarmaladı ki hiç sıkılmadım.
Ama biliyorum ki bu yazı sizin için sıkıcı oldu.
İnanın ben de sıkıcı olacağını hayal etmemiştim, bir şeyler anlatabileceğimi ummuştum ama spoiler vermeyeceğim. Zira dizide bazı yerlerde gerçekten şaşırdım ve sizin de şaşırmanızı istiyorum.
Ama size benden bir sır: O şaşırdığım yerlerde muhtemelen senarist "Ayh bu böyle olmadı yiaa .s" diyerek dizinin akışını kafasında tamamen değiştirecek hamleler yapma kararı almış. Zamanında hikayelerimde aynı taktiği denediğim için biliyorum.
Bunun farkında olarak bile gerçekten şaşırdığımı itiraf ediyorum.
Tamam tamam fazla uzatmayacağım.
Really Really Like You'yu sırf o masum aşkı için bile izleyebilirsiniz. Korkmayın, aşkı yoğun bir şekilde işlememişler. Hatta geri planda kalmış ama güzel hissettirilmiş.
Bunun yanı sıra oyuncuları kesinlikle çok iyi. Tabii ki müzikleri de klasik Kore dizisi müzikleri ehehe.
Geriye dönüş yapıp ilk hayran olduğunuz dönemleri hatırlamak ve modern dünyanın sıkıntılarından kaçmak istiyorsanız, size bu saf ve temiz diziyi tüm içtenliğimle öneririm. Zira bana çok ama çok iyi geldi.
Bu sıkıcı ve kısa yazıyı dizinin başrol oyuncusu Eugene'in söylediği OST Like a Candy ile kapatıyoruz.
Herkesin Reply 88 izlediği bir döneme bu klasiği izleyerek damganızı vurmaya var mısınız? Ehehe ^^
Ah bir de Eugene'in şivesine aşık olacaksınız, demedi demeyin! Mavi kalın!

Mavinot: 100. yazıyı okumayı unutmayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder