Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

1 Aralık 2016 Perşembe

İlk Kar Düştü - Mavi'nin Uykusu

Selam dostlar.
Bugün ilk kar düştü buralara. Ama öyle kar deyince gözünüzün önüne gelen gibi bir şey değildi. Öyle birkaç kartozu düşüverdi işte. Yüzüme bile konmadılar, uzaktan izlemekle yetinebildim.
Biliyorsunuz, ben hep onu beklerim. Kar yağsa düzelir her şey çünkü, biliyorsunuz. Öyle dalga geçer gibi birkaç tanecik düşüverince sadece, biraz kırıldı kalbim. Düzelmedi hiçbir şey. Bu defa lapa lapa gelse de düzelmeyecekmiş gibi hatta.
Aslında ben iyiydim biliyor musunuz? Uzun zamandır iyiyim demedim size galiba. Ama iyiydim, yani bir süre önce. Her şey yolundaydı. İnsan iyiyken anlamıyor. İyi olmadan önce ne kadar kötü olduğunuzu da bu iyi olma halinin her an bitip yine çok kötü olabileceğinizi de unutuyorsunuz. Sonra yine kötüleşince sanki daha önce hiç kötü olmamışçasına sudan çıkmış balık gibi kalıyorsunuz. Bir kere insan "iyi"yken her şeyin yolunda olmasıyla öyle sarhoş oluyor ki "kötü"yken de her şeyin yolunda olabileceğini bir türlü hatırlayamıyor.
Evet kötüyken de her şey yolunda gidebiliyor. İyiye gitmiyor ama yolunda gidiyor işte. Nereye gidiyoruz Mavi? Bilmem.
Bilmiyorum ben, bir şeyi de bilsem şaşarım.
Gerçi şimdi kötü olmamın yanı sıra hiçbir şey yolunda gitmiyor. Yani daha oturtamadık. Saçma sapan anlarda gözlerimin dolması, kulaklarım kızarmışken çok üşüyormuşum gibi titremeler, durup dururken sıçramalar. Uzaklaşmak, çok uzaklaşmak.
Ben aslında öyle basit şeylere çabuk çabuk kırılan biri değilim. Evet, öfke problemim var ama o bile durulmuştu bu aralar. Sinirimden oturup ağlamayalı baya bir zaman olmuştu. Ya ben iyiydim ya, gerçekten.
Sonra her şey üst üste geldi. Hep öyle olur zaten, dimi? Çünkü tek darbeyle yıkılan insanlar değiliz, değilim. Şöyle okkalısından beş on tane indirmek lazım ki titresin dizlerim. Anca onu yapabilirler zaten, anca dizlerimi titretebilirler. Bu soğukta yere çökecek değilim herhalde.
Düşmeyeceğimi bilsem de çok korkuyorum düşmekten, sorun bu. Daha yoluna koymadığım için o da. Hele bir alışabilseydim her zamanki halime.
Bugün sözüm ona kar yağdı işte. Hani ilacım olandan, başımı okşayandan, yanığıma buz olandan, canıma can katandan... İşte ondan yağdı. Bir tane gördüm, ya da iki tane. Yarın gözlerimi beyaz sokaklara açmadıkça affetmeyeceğim onu.
Ben var ya, en çok mutlu eden alışkanlıkların günün birinde bozulmasından korkarım. Sanki hep yaptığım bir şeyi olur da yapamazsam mutlu olacak sebebim azalır gibi, azala azala biter gibi. Hiçbir şeyim kalmaz gibi.
İşte bugün o alışkanlıklardan biri bozuldu. Her sene yaptığım gibi tüm coşkumu yansıtamadığım size ilk kar günü. Bu sene kar iyi gelmedi bana. Ben ki her Allah'ın günü yolunu gözlerim onun.
Olsun. Bu sene de ilaç olmadan iyileşmeyi öğreniriz canımız yana yana.
Ay şu Mavi de pek alem, komikli şeyler yazıp duruyor, dimi ama?
Hehehe.
İnsan iyiyken başkalarıyla birlikte hep. Başka insanlarla konuşuyor, başkalarını dinliyor, başkalarıyla susuyor, başkalarını seviyor, başkalarını tanıyor. Hep başkalarıyla işi...
Ben bu süreçte kendimi çok ama çok özlüyorum. Ben kendime öyle düşkün biriyim ki, kendimi tanımayı, kendimle baş başa kalmayı, kendimi sevmeyi, kendimi üzmeyi, kendimi mutlu etmeyi öyle çok seviyorum ki başka insanlara tahammül edemiyorum.
Size dünyanın en kötü mantığını kuracağım, sıkı tutunun. Ben iyi oluyorum, sebebi belirsiz. İyi olunca insanlarla iletişime geçiyorum, yakınlaşıyorum. Ama insanlar bana dokunuyorlar, alerjik reaksiyon başlıyor ruhumda ve yine kötü oluyorum. Bu iyi olma sürecinde özlediğim ve bir o kadar da yabancılaştığım kendime alışma sürecim en az insanların bana dokunması kadar acı verici geçiyor. Yani ben kendimi mutlu ettikten sonra insanlar beni yeniden mutsuzluğa itiyorlar.
Hayır, kendi suçum olduğunu kabul etmiyorum. İnsan sosyal bir varlıktır, ama insan diğerlerini anlamaya çalışmaz. O yüzden yalnızlaşır insan. Yalnız insan da sosyal bir varlık mıdır? Yoksa yalnız insan sosyal bir sorun mudur? Sorun da bir varlık mıdır? Biz ne için çabalıyoruz?
Birbirimizi yalnızlığa itip sonra yine birbirimize senin yüzünden demesini çok iyi biliyoruz. Yalnızca kendimizi tanımayı seçip başkalarını tanıyamadığımız için dertleniyoruz. Yine biz diyorum. Biz yok ki. Ben varım.
Yine size hiç sağlıklı bulmadığım bir şey itiraf edeceğim. Ben aslında kötü olmayı, iyi olmaktan daha çok seviyorum. Bu dünyada beni en çok anlayan kişi şöyle söylemişti: "Mutsuzluğa karşı gizli bir sadakat duyuyoruz ikimiz de. Mutlu olunca, kendimize ihanet ediyormuşuz gibi."
İşte aynen öyle benimki de. Ben mutluyken kendime ihanet ettiğimi düşünmüyorum, ama yeniden mutsuzluğa düştüğümde "neden mutlu oldun" diye kızıyorum kendime. Vicdan azabı çekiyorum mutlu olmak gibi bir yanılgıya düştüğüm için. Böyle herkesin duyabileceği bir yerde söyleyince çok utandım kendimden. Siz bunu unutun, olur mu? 
Siz sadece kara küstüğünü anlatırken bile kar yağsın diye bekleyen Mavi'yi hatırlayın, bir de bu sene karın mutlu edemediği Mavi'yi.
Bir de şunu hatırlayın.
Ölmek istemiyorum, çok korkuyorum ölmekten ama ölümü kar yağmasını beklediğimden çok daha büyük bir hevesle bekliyorum.
Ama merak etmeyin her şey yoluna girer.
Ben de kendime sarılıp uyurum, her zamanki gibi.
Mavi geceler.
Pek de mavi değil.

2 yorum:

  1. Garip bi şekilde her cümleni anlıyormuş gibi hissettim yine yazını okurken. Ve garip bi şekilde tanıdık bi duygu oluştu içimde sanki geçen yıl bugün yine odamda oturmuş aynı yazıyı okuyordum^^ Bu yazıyı kaç saatte ya da dakikada yazdın bilmiyorum ama akıp gitmiş cümlelerin, fazlasıyla güzel olmuş! Dönüp tekrar okuyasım gelen yerleri de yazmak istiyorum (feedback olayını sevdiğini biliyorum xd) "Bilmiyorum ben bişeyi de bilsem şaşarım", "çünkü tek darbeyle yıkılan insanlar değiliz değilim. Şöyle okkalısından beş on tane indirmek lazım ki titresin dizlerim" ve "Bugün sözüm ona kar yağdı işte..." cümlesi (blogunun kopyala yapıştır özelliğini açsan ya keşke xd) *-* Yaz Mavi sen yaz biz okuyalım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar da beni tanıyan bir okuyucu ^^ yazması uzun sürdü ama akıcı olduysa ne mutlu bana. Teşekkür ederim. Bu halde yazmaktan başka çarem yok zaten :')

      Sil