Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

24 Ocak 2018 Çarşamba

Black - Mavi Gölgeler

Selam dostlar.
Ben aslında romantik bir şey izlemek istemiştim. Sıcacık, yüreğimi kıpırdatacak bir dizi aradım başlarda. Bu arama süreci sırasında doğru dürüst kaliteli bir dizi bulamadım. Hospital Ship'i bitirmiştim, gerçekten sağlam bir şeylere ihtiyacım vardı.
Dizi listesine bakınırken gözüm sürekli bu diziye çarpıyordu. Go Ara'yı çok sevmeyen biri olarak inatla izlemiyordum. Lakin gelin görün ki Song Seunghun'a olan sevgim, Go Ara'ya olan çekememezliğimden daha büyük çıktı. 
Ancak kocaman bir sorunumuz vardı. Black; romantik, sıcacık, yürek kıpırdatan bir dizi değildi. Buz gibi, kafa karıştırıcı, yürek parçalayan bir diziydi. İşte bu yüzden, eski zamanlardaki gibi bir analiz yazmaya geldim ehehe.
Dizinin türü polisiye fantastik. Bendeniz fantastik dizileri öyle kolay kolay beğenen biri değilim. Özellikle Kore televizyonunda fantastik diziler en başında oldukları kadar fantastik kalamıyorlar asla. 
Bu dizi farklıydı. Bu dizi açıkçası, hiçbir Kore dizisi gibi değil.
Dizinin baş karakterlerinden, posterde gördüğünüz hanımefendi Kang Haram. Kendisine Go Ara hayat veriyor. Bu kadın ölmek üzere olan insanların arkasında, ölümün gölgesini görebiliyor. Bu yüzden bütün hayatı boyunca güneş gözlüğü takarak ve insanlardan uzak durarak yaşamış.
Diğer baş karakterimiz ise Han Moogang. Kendisi bir dedektif. Cesetlerin üstüne kusmasıyla, hassas bünyesiyle meşhur bir delikanlı.
Malesef dizinin başında hemencecik ölüyor ve bedenini bir ölüm meleği geçiriyor.
Dizinin ilk beş bölümünde hiçbir şey anlatmıyorlar, hiçbir şey açıklamıyorlar. Bir anda kaosun ortasına düştüğünüzü hissediyorsunuz. Ben şahsen hiçbir şey anlayamadım. Bölümleri sakin sakin izlemem gerekti, telefonuma hiç bakmadan. Hatta bazen dalıp karakterleri dinlemediğim yerlerde mutlaka geri sarıp aynı sahneyi izlemek zorunda kaldım. Eğer öyle yapmasaydım bu diziden hiçbir şey anlayamazdım. Yani izleyecekseniz şimdiden söylüyorum. Tüm dikkatinizi verin ve acele etmeden izleyin.
Açıkçası bu dizinin konusuyla ilgili anlatabileceğim bir şey yok. Çünkü anlatsam da anlayamayacaksınız. Ben size sadece bu diziyi neden izlemeniz gerektiğini anlatacağım.
O halde Black'i izlemek için 5 neden listesi başlasın!
  • Sapasağlam Kurgu ve Hiç Düşmeyen Tempo
Sırları nereye gizleyeceğini bilen, hangi sahneyi ne zaman patlatacağı konusunda uzmanlaşmış bir senaristin elinden çıkma bu dizi. Her şeyi anladığınızı düşündüğünüz anda her şeyi tek bir hamleyle tepetaklak edebiliyor. Üstelik bu olduğunda bunun sonradan alınmış bir karar olmadığını, dizinin en başından beri bunu planladığını da görebiliyorsunuz. Çünkü size en başından ipuçlarını bırakmış oluyor. Kendinizi hem çok aptal hem de çok zeki hissettirecek bir dizi bu.
Ayrıca 18 bölümün 18'inde de hiç yavaşlamadı. Son ana kadar merak içinde izledim.
Tabii tüm bunlar için ilk birkaç bölümü sabırla izlemeniz gerekiyor. Çünkü dediğim gibi bir sürü ipucu verse de ilk bölümlerde hiçbir şey açıklamıyor, sadece bir şeyler olup duruyor. Ki bu da dizinin bir başka güzelliği. Seyirciyi aptal yerine koymuyor. Sadece sabrınızı ölçüyor.
  • Yan Karakterler
Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Dizinin hemen hemen bütün yan karakterleri çok ama çok iyi yazılmıştı. Hepsi özgün karakterlerdi ve yalnızca birilerini desteklemek için değil, kendileri olmak için bu dizide bulunuyorlardı. Kendileri için, bir başlarına parlıyorlardı.
Öncelikle Ölüm Melekleri'nden bahsetmek istiyorum. 007 ve 416!
Kendileri, Moogang'ın bedenini geçiren Ölüm Meleği 444'ün pek sadık arkadaşları oluyorlar.
Genç olan 416 hiphop sevdası ve sıcacık yüreğiyle bizi şaşırtırken, kıdemli 007 bilgeliğiyle ön planda. Dizi boyunca en çok güvendiğim karakterlerden biri 007 idi. Yüzünde hep "vakti gelince anlarsın" diyen o rahatlatıcı ifade vardı. Üstelik bir abi, bir baba gibi dizideki çoğu karakteri kolladı. Özellikle ortağı 416'yı çok seviyordu. Bir izleyici olarak en ufak bir şikayetimde kendisini bulup akıl danışabileceğimi hissettim. Beni hiçbir zaman yanıltmadı.
Bu dizide en sevdiğim kadın karakter Yoon Soowan! Çok acılar çekmesine rağmen, pes etmek için çok sebebi olmasına rağmen kendisine başarılı bir hayat kurmuş bu kadın.
Ve tüm gönlünce sevmiş sevdiği adamı.
Dizinin ilk bölümlerinde kendisi hakkında fikirlerim net olmasa da sonra kendisine sımsıkı sarılıp teşekkür etmek istedim.
Dürüst, güçlü bir kadın Yoon Soowan. Yaralarınızı sarabilecek bir kadın, kendi yaralarını sardığı gibi. Üstelik hevesli bir doktor! Hayatımı hiç çekinmeden ellerine bırakabileceğim biri o. Bencillik yapmak için çok sebebi vardı, kolayca sapabilirdi! Ama hep kendi çabasıyla doğru yolu buldu.
Vee Oh Mansoo! Dünyanın ve haliyle bu kurgunun en yalnız insanı. Bu kadar hırpalanmış bir karakterin böylesine sevgi dolu olması beni o kadar şaşırtmıştı ki! Tıpkı Soowan gibi onun da yoldan çıkmak için, kötü biri olmak için binlerce sebebi vardı.
Ama o kendi isteğiyle, kendi çabasıyla kendi yolunu buldu. Çok kırıldı ve üzüldü belki ama asla pişman olmadı. O bebek gibi suratını öpüp koklayasım geldi izlerken.
Ayrıca çok da zekiydi. Diziyi izlerken sanki gerçekten küçük bir çocukmuş, hatta biraz da aptalmış gibi hissettiren yerler oldu. Yüzünün şirinliği böyle bir yanılgı yarattı kimi zaman. Ama ne kadar zeki olduğunu hatırlatacak şeyler yaptı her zaman. Ayrıca böyle ufak gözüktüğüne bakmayın! Pek de cesurdur benim oğluşum.











Hepsinin yüzünün göründüğü bir fotoğrafı bulamamanın hüznüyle Moogang'ın maknaesi olduğu dedektif ekibini sizlere takdim ederim!
Dedektif ekibi benim bu dizide ennnnn sevdiğim yan karakterleri oluşturuyor. Her dizide görebileceğiniz polislerden çok başkalar, hepsinin kendine özgü karakterleri var; bu dizide her yan karakterde olduğu gibi.
Öncelikle ekip lideri: Bastıbacak Dede! Asıl ismi Şef Bong olup saçlarının dökülmesi, yaşlı ve kısa olmasıyla ilgili pek çok şaka yapılıyor dizide kendisine. Yalnızca lider değil bir abi gibi seviyor ekibini. Kendi deyimiyle ekipten birinin kılına zarar gelse "değil Mavi Ev'i Beyaz Saray'ı bile soruşturur" bizimki.
Ardından en kıdemlileri: Çılgın Köpek! Bu dizide en sevdiğim yan karakter kesinlikle kendisiydi. Dişlerini geçirdiği şeyi asla bırakmadığı için çılgın köpek lakabı takılmış ona. Zira dizide pek çok kez dişlerini nasıl geçireceğini görüyoruz. Ayrıca sürekli dişlerini fırçalıyor, bir şeyler anlatacağı zaman da tahtayı işaret etmek için diş fırçasını kullanıyor. Dişlerini fırçalarken konuşmayı da çok seviyor. Biraz üzücü, hatta baya üzücü bir geçmişi var. Çok seviyorum, çok.
Ve Sotae! O kadar çok çişi geliyor ki... Beş dakikada bir tuvalete gidiyor. 444 yüzünden ellerini yıkamadan çıktığı çok zaman oldu ayrıca. Karısını da pek seviyor bizimki.
Gwinam ise ekibin, Moogang'dan sonraki en küçük üyesi. Onun da ne yazık ki silah tutarken elleri titriyor ve biraz yufka yürekli birisi. 444 ağlarken gözyaşlarını tutamayıp onu tutmaya çalışmasını hiç unutmayacağım.
Bu dörtlü Moogang'dan ve sonra 444'den çok şikayetçi olsalar da ona bir şey olacak diye ortalığı ayağa kaldırıp bir sürü adam dövdüler ehehe. İnsan ekiplerinin bir parçası olmak istiyor izlerken.
Hyojin ve annesinden bahsetmezsem çok üzüleceğim sanırım. 
Şahsen ben bu minik kız ve talihsiz anneciğinin dizinin akışını çok ama çok değiştirdiklerini düşünüyorum. 
Hyojin çok zeki bir kız çocuğu, annesiyse tüm yaşadıklarına rağmen; tıpkı diğer çoğu yan karakter gibi, yoldan çıkmak için çok sebebi olmasına rağmen kızı ve kendisi için en iyi yol için çabaladı.
Güzel çocuklar yetiştiren anne karakterleri görmezden gelemiyorum. Bu güzel kadını da görmezden gelemedim. Üzgün değilim!
Ayrıca ekleyemediğim bir sürü yan karakter var buraya. Hepsini yazarsam sadece yan karakterlerden bahseden bir yazı olur bu. İyisi mi izleyip kendiniz görün!
  • Karakter Gelişimleri ve İlişkileri
Dizide bir ölüm meleği olan 444'ün bir insanın bedenine girişini görüyoruz. Bir ölüm meleğinin, insanların ölümüne kayıtsız kalamayan bir insan oluşunu izliyoruz zamanla. Ben 444'ün can alan bir varlıktan, can vermek istemeyen bir varlığa dönüşmesini çok büyük bir keyifle izledim. Bu dönüşüm göze bata bata olmadı, o kadar yavaş ve sindirerek oldu, seyirciyi öylesine zorlamadı ki... Açıkçası oturup senaristle sırf bu konu üstünde saatlerce konuşabileceğimi hissediyorum.
Karakterlerin ilişkileriyse kesinlikle bu diziye çok büyük artılar kazandırdı. Çünkü gereksiz kızgınlıklar, kırgınlıklar, kıskançlıklar yoktu bu dizide. İçtenlikle edilen ricalar kırılmıyordu, kalpler boşu boşuna kırılmadığı gibi. Sanırım en çok insanların sadakati beni etkiledi.
Tam anlamıyla insancıl ve normal ilişkilerle doluydu. Ne çok çok sıkı fıkıydı herkes, ne de nefret doluydu. Tam kıvamındaydı, hiç yabancı gelmedi.
  • Doldurma Sahne Olmaması
Bu çok büyük bir artıydı benim için. Bu dünyada en nefret ettiğim şey doldurma sahneler olabilir. Dakikayı doldurmak için eklenen klipler de doldurma sahnedir diyebiliriz. Evet, bu dizide onlardan hiç yoktu! Çünkü dakikayı doldurmak gibi bir telaşları da yoktu! Sanırım OCN'nin en güzel tarafı bu. Dizileri 1 saat 10 dakika ile 1 buçuk saat arası değişen uzunluklarda oluyor. O yüzden kısaltma ya da doldurma yapmak gibi bir zorunlulukları da olmuyor.
Ayrıca Black özellikle dopdolu bir diziydi. Dizide birbirine aşık olan çiftin aşk dolu sahneleri bile yoktu! Sadece bir tanecik vardı, ama o da gerekli sayılırdı bence. Onun dışında doldurma sahneler olmadan da romantizmin, hüznün, heyecanın yansıtılabileceğinin mükemmel bir örneğiydi Black.
Dopdoluydu, o kadar doluydu ki hala senaristin bunu nasıl başardığını anlayabilmiş değilim. Ah.
  • Song Seunghun
BEN AŞIK OLDUM! Beyefendiyi Saimdang ile tanımış, ziyadesiyle tutulmuştum kendisine. Fakat oradaki karakteri içimdeki hisleri alev alev yakmaya yetecek kadar sağlam yazılmamıştı kesinlikle.
İnsan bedenine yapışmış bir ölüm meleği rolü için biçilmiş kaftandı Song Seunghun! Beni o kadar çok güldürdü ki bazen... Ama en çok iç çektim sanırım onu izlerken. Bir adam nasıl bu kadar güzel olabilir hala aklım almıyor dostlar.
Benim diziye başlamamın en büyük sebebi oydu, ama bu kadar sevmemin en büyük sebebi değil. Sadece bir sebebi o ehehe. Yine de hakkını vermek istiyorum.

Bunlar izlemeniz için geçerli sebepler mi? Umarım öyledir, ama değilse de kimseyi zorlamak istemem. Çünkü Black'in zor bir dizi olduğunu biliyorum. İzlediğim en zor dizilerden birisi olabilir hatta. İki günde bir dizi bitirebilen biri olarak bu dizi için epey uğraştım, çünkü insanın durup sindirmesi gerekiyor bazen.
Ayrıca fazlasıyla rahatsız edici görüntü vardı içinde. Polisiye sevmeyenlerin de çok olduğunu biliyorum. O yüzden, izlemeseniz de olur. Yine de ben beni bu kadar tatmin eden bir şeyi paylaşmadan edemedim.
Daha fazla ne söyleyebilirim bilmiyorum. Beni diken üstünde tuttuğu kadar güldürdü Black. Üzdüğü kadar mutlu etti. 
Yayınladığı sırada neden izleyen olmadığını anlayabiliyorum, ama aslında anlayamıyorum da. Güzel şeylerin genelde kıymeti bilinmiyor. Ben kıymetini bildim, görevimi de yerine getirdim.
Çekim açısından Black adı gibi oldukça karanlık bir atmosfere sahipti. Ama bir açıdan onu güzel yapan da buydu. Klasik dizi çekimi değildi de film çekimi gibi gözüküyordu. Kendine özgü bir havası vardı.
Müzikler açısından söyleyecek pek bir şeyim yok. Zira dizide ekstra müzik girecek zaman gerçekten olmadı. Sadece kapanışta müzik çalıyordu. Ama o kadarcık çalmasından bile favorimi buldum tabii ki ehehe.
Lütfen bu diziye bir şans vermeyi düşünün ve ilk bölümlerde bırakmamaya çalışın. Pişman olamayacaksınız, özellikle polisiye seviyorsanız.
Karşısınızda dizinin kapanış şarkılarından Like A Film!
Mavi kalın!
Uzun zaman sonra analiz yazmak çok iyi geldi.
Sizleri seviyorum hayaletler ve ölüm melekleri, ama en çok miççin ke.

7 yorum:

  1. Ya Twitter'da o kadar şey yazdın ki anlamıştım bu diziyi izlediğini ama beğendiğini hiç düşünmemiştim :D Şaşırttın beni anznjwjdjejjfjd Başlığı görürr görmez dedim kız diziye o kadar saydırdı bir de yazı yazarak mı saydırdı acabaajsjjejdjejd
    Boş bir vakitte ben de izleyeceğim bu yazıdan sonra ajsjsdjjejd

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hepsini sevgimden yaptım ahahahha :D bence de izlemelisin çok iyi :D

      Sil
  2. efsane bir inceleme yazısı olmuş. spoiler vermek veya özet geçmek yerine böyle detaylara girerek harika bir iş ortaya çıkarmışsın. ellerine sağlık mavi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim taktiğimi beğendiğin için ehehe :D

      Sil
  3. Uzun zamandır aklımda olan hatta daha yayınlanmaya başlamadan önce ben izlerim bunu dediğim bir dizi ama bir türlü fırsat bulup başlayamadım ya da şöyle demeliyim sanırım beklediğim gibi çıkmayacağından korktuğum için başlamadım
    Yazını okuduktan sonra şimdi başlayasım geldi bu şu an pek mümkün olmasa da bir şeyler izlemek istediğimde ilk başlayacağım dizi olacak
    Çok güzel bir inceleme yazısı olmuş ellerine sağlık Mavi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim. Kafan kalabalık değilken izlemeni tavsiye ederim, dizi de kalabalık çünkü iyice çorba etmeyelim işleri eheheh :')

      Sil
  4. Bu dizi için çok kişi son bölümleri saçmalįyor dedi.İzlemeye cesaret edemedim.Beğendiğini gördüm ya.İzliyim hemen

    YanıtlaSil