Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

16 Ocak 2018 Salı

kartozu mevsimi hep gelir! - unutsak da

Selam dostlar.
Size çok tuhaf bir şey söyleyeceğim. Doğum günüm başladı ve yerde hiç kar yok. Aslında kar olmaması kadar şu an doğum günümde olmak da tuhaf geliyor bana. Nedense yirmi yaşım hiç bitmeyecek gibiydi. Gerçi çift sayılı yaşlarımdan vazgeçmek her zaman zor gelmiştir bana. Tek sayılı yaşlarımdan bir tek on yediyi çok sevmişimdir, neden hiç bilmiyorum.
Duygusal bir doğum günü yazamayacağım kendime. Biliyorsunuz bu sene alışkanlıklarımı bırakmayı öğrendim. Alışkanlıklardan vazgeçmek bir alışkanlık halini alacak gibi gözüküyor.
Size söylemek istediğim şey, hiçbir şey bitmedi. Hala yapacak çok işim var ve çoğundan haberim bile yok. Hala yaşamam gereken bir hayat var ehehe.
Açıkçası düne kadar doğum günümün yaklaştığının farkında bile değildim. Belki de birkaç hafta önceden arkadaşlarım kutladığı içindir, nedense bu sene gerçek bir doğum günüm olmayacak gibiydi.
Ama olacak çünkü Mavi, Mavi'yi asla yalnız bırakmaz.
Aslında size yalan söyledim. Alışkanlıklarımdan vazgeçebilseydim hiç içimden gelmediği halde zırvalamazdım burada. Yanlış anlamayın, yazmak değil içimden gelmeyen. Açıkça bir doğum günü yazısı yazmak istemiyorum kendime.
Bugünlerde kafam pek çalışmıyor. Hissedemiyor gibiyim, boşluktayım.
Aslında doğum günlerinde gelen saçma hüzün dışında hiçbir şey yok şu an ruhumu saran. Hala neden okuyorsunuz bu yazıyı? Hiçbir anlamı yok, öylesine birbirine fırlatılmış cümleler var yalnızca.
Aslında bunu internette açıkça anlatmayacağımı düşünüyordum ama sanırım iç karartıcı bir doğum günü yazısı için uygun bir hikaye olacak.
Ben bana yardım edebileceğini düşündüğüm birine gittim: Bir psikoloğa.
Yardım edemedi. Hatta kendi ağzıyla yardımcı olamadığını da söyledi. Bu onun için mi bir başarısızlıktı yoksa benim için mi hala anlamış değilim. Beklentilerim çok mu yüksekti onu da bilmiyorum. Ama nedense bugün hep şunu düşündüm: Psikoloğa giden insanların çoğu silah ruhsatı alabilmek için gidiyorlardı. 
Orada oturup sıramın gelmesini beklerken bu insanları inceleme fırsatı buldum. O an hissettiğim endişe şimdi hissettiğimden çok da farklı değildi. Psikologların işi Türkiye'de silah ruhsatı almak isteyenlere rapor yazmak mı olmuş bu ülkede? Bana çektiğim acıların hayat kalitemi yükselteceğini söyleyen insanlar mı bu raporları yazıyor?
Gelecek yaşlarım için endişeliyim. Artık endişelerim kendimden çok başkaları için. Bazen bende endişelenecek bir şey kalmadığını düşünüyorum, iyi anlamda mı kötü anlamda mı bilemesem de...
Yirmi bir yaşına girmenin beni güldüren tarafı uluslararası standartlarda yetişkin kabul edilecek olmam. Yetişkin gibi gözükmüyorum, yetişkin gibi değil de yaşlı gibi hissediyorum, biraz da çocuk gibi. Olmam gereken yaşta değilim sanki.
Ama mutsuz muyum? Hayır.
Değilim.
Aksine sanki bu gün bana dokunmadan geçecekmiş gibi hissediyorum. Diğer günlerden farkı yokmuş gibi. Bakın, buraya kadar gelmeme rağmen bir damla yaş akmadı gözlerimden. Sadece biraz boğazım acıyor o kadar...
Geçen sene doğum günü yazımda ne yazdığımı çok hatırlamıyorum. Galiba unutalım bu günü demiştim. Ama bu sene unutmakla hatırlamak arasında bir fark göremiyor gibiyim. Kayıtsızım, evet doğru kelime bu.
Ya da belki bu da bir yalandır.
Kayıtsız olsam neden yıllardır sürdürdüğüm bu alışkanlığımı bir kenara atamayayım ki?
Bu sene kendime yalan söyleyip söyleyemediğimi fark edemiyorum. Sanırım en iyi özetleyen cümle buydu.
Yirmi yaş geçiş evresiydi, ama artık sana yirmili yaşlarında diyecekler Mavi. Buna hazır mısın? İki on yılı geride bırakmış olmak nasıl hissettiriyor? Bomboş. Öyle boş ki...
Belki de kar yağmadığı içindir.
Kargalar çıldırıyorlar artık. Karga olmak istemezdim. Hem kar yağmıyor, hem de çok uzun yaşıyorlar.
Ben uzun yaşamak istiyor muyum? Bilmiyorum. Bazen evet, bazen hayır. Ama yirmi birinci yaşımı uzun uzun yaşamak istediğimi, artık tadını çıkarmak istediğimi biliyorum.
Yirminci yaşım siliniyor sanki, hep silik kalacak gibi. Yirmi birinci yaşımı upuzun yaşasam da hatırlamak istiyorum, ama güzel anılarla. Buruk gülümsemelerle değil, kahkahalarla hatırlamak istiyorum.
Bu yaş iyi bir yaş olsun diliyorum.
Hepimiz için iyi birer yaş olsun bu yaşlarımız.
Seni seviyorum Mavi.
İyi ki doğdun.
Doğum günü hediyen de direkt Koreceden çevirdiğin ilk şarkı olsun o zaman. İsmi neden şemsiye değil diye düşünme de... Senin için adı da şemsiye olsun.
İyi ki varsın. İyi ki varım.
Endişelerimizi umutlarımızın rahatlatması umuduyla...
Mavi kalın!

2 yorum:

  1. DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN MAVİ, NİCE MUTLU YİRMİ YILLARA!

    YanıtlaSil