Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

10 Aralık 2018 Pazartesi

birkaç avuntu ve umut

selam dostlar.
nasılsınız?
bugün geçen sene yazdığım "hedefler"de "daha fazla günlük ve blog yazmak" maddesini görünce içimde minik bir burukluk oluştu, ama ondan ziyade gülesim geldi. yapmayacağımı bile bile onu oraya yazmış olmak hiç bana göre değil, ama sanırım kendimi avutmaya ihtiyacım varmış.
şimdi bu sene yeni hedefler yazmadan önce, bu sene kendimi avutmamam ve geçen sene neden kendimi avuttuğumu anlayabilmem için bir şeyler konuşacağız.
öncelikle geçen sene mart ayından temmuz ayına kadar berlin'de olduğumu bilmeyeniniz yoktur artık diye düşünüyorum. sanırım yerine getirilmeyen bu hedef ve diğer pek çoğunu oradaki hayatımında buradaki gibi olacağını düşünerek yazmışım. bilmediğiniz bir şeyi bildiğiniz bir şeyle açıklama fikri çok anlamsız değil, ama ortaya çıkan sonuç kesinlikle yetersizdi.
oradaki ilk aylarımda aşırı depresif, sonraki aylarımda da çok meşgul ve gezici olduğumla ilgili fazlasıyla konuştum; bir kere daha anlatmayacağım. (gezici olduğumla ilgili şeylerden bahsetmemiş olabilirim, belki gelecekte...) 
oraya gitmeden önceki ilk iki ayımda da kendi çok kişisel meselelerimle meşguldüm. aslında fiziksel bir meşguliyet gerektirmiyordu bu durum, ama kesinlikle aklımın tamamını dolduruyor ve beni gece gündüz süren bir zihinsel felcin kollarına bırakıyordu. üstüne nekahat dönemindeydim, yani henüz hastalık psikolojisinden de hastalığın psikolojimde bıraktığı uzun vadeli hasarların etkisinden de çıkamamıştım. belge işlerinden zaten bahsetmeyeceğim hiç.
anlayacağınız böylece yedi ay birden, blog ya da günlük yazamayacağım bir ruh hali ve meşguliyet içerisinde geçip gitti.
sonra eve geldim. eve gelmek çok güzeldi, özellikle berlin'de son gün yaşadığım korkutucu olayın üstüne anneme, babama, kardeşime sarılabilmek çok iyi gelmişti. berlin'de bıraktıklarımı düşünmüyordum bile, sanki evime tatile gelmişim gibi hissediyordum. 
tatil de bitti. henüz berlin'i özlemiyordum, hala o olayın etkisiyle kötü bir anı gibi saklıyordum. toparlanmak zor oldu. derken okul başladı işte. staj başladı. stajım hakkında daha sonra detaylı bir yazı yazar mıyım bilmiyorum, ama fazlasıyla tüketen bir iş ortamında olduğumu söylemem gerekiyor.
okulun başlamasıyla berlin'e giderken arkamda bıraktığım ve bir daha asla karşıma çıkmayacakmış gibi davrandığım, yarım kalmış ve yarım kaldıkça acıtan o kişisel meselelerimle yeniden yüzleşmek zorunda kaldım. aslında henüz bir yüzleşme yaşadığımı söyleyemem, o yüzden artık bir yüzleşme yaşama beklentisinde olmadığımı söylemeliyim. yarım kalmış bir iş gibi düşünmemeyi öğrenmeye çalışıyorum.
tez yazıyorum bir de. yani aslında tez demiyorlar buna, bitirme projesi diyorlar ama bildiğiniz tez işte. hem çok aptal hem de çok zeki biri olduğum için proje konusunda yaptığım seçimler de stresimden bir şey azaltmadı tabii ki.
bu yine omzumdaki yüklerden dert yanıyormuşum gibi oldu. aslında gerçekten onu yapmıyordum, sadece neden kendimi avutmaya çalıştığımı ama avutamadığımı sizlere gösterebilmek ve ben yokken neler olduğunun kısa bir özetini yapmak için yazdım bu yazıyı.
ben iyiyim. omuzumdaki yüklerden de mutluyum, yük olmadan yürümez çünkü yük arabası. en fazla yük almaya giderken boştur. en azından yürüyorum!

çok dikkatim dağıldı ve şu an bu güncelde ne yazdığımı bile bilmeden yayınlıyorum. son cümleme bakarsam sizi iyi olduğuma ikna etmeye çalışırken yarım bırakmışım. ikna olunuz, gerçekten iyiyim ehehe.
ama yine kendimi biraz avutmak istiyorum. bu sene geçen iki seneye göre biraz daha ağırlık versem ne güzel olur değil mi? vallahi çok özlüyorum kelimelerimi ve sizi. 
gerçi hiç yazmıyor da değilim, kamera arkasında bol bol henüz günışığı görmemiş hikayelerim var.
heh, bi de ben youtube'dayım. bilmiyorum haberiniz var mı? size söyleyen oldu mu? bu sene oraya da biraz ağırlık vermek istiyorum. kanalıma gidebilmek için bu kelimelerin üzerine tıklayınız ehehe.
o zaman, kendinize iyi bakın sevgili hayaletlerim. umarım görüşebiliriz bu sene sık sık. sizleri özledim ve seviyorum.
mavi akşamlar!

2 yorum:

  1. hem stajın, hem tezin, hem kişisel meselelerin için iyi şanslar mavi! kamelya'yı çok güzel bitirdin. yazdığın kısa öyküleri de zevkle okuyorum. daha çok görüşebilmek umuduyla~

    YanıtlaSil