Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

23 Haziran 2013 Pazar

Yumuşacık ve Masmavi - Clannad

Bir gün, ki can sıkıntısının tavan yaptığı bir gündü, neden anime izlemediğimi düşündüm kendi kendime. Gerçekten uzun zaman olmuştu ve ben gerçekten iyi bir şeyler izlemek istiyordum. Fikirlerin arasında boğulduğum sırada gözlerimin önünde bir şimşek çaktı. Aklımın kenarında saklanmış görüntüler su yüzüne çıktı. O zaman hatırladım. Sakladığım bir şeyler vardı, hep ertelediğim.
Yumuşacık bir şeyler. Mavi bir şeyler.
Clannad tam da en zor zamanımda kurtardı beni. Bu yaz için mükemmel bir başlangıç oldu.
Japonlar istediklerinde mükemmel olabiliyorlar, bütün klişelerden ve çoğu Japon'da gördüğümüz sapkınlıktan uzak şeyler yapabiliyorlar. Bu da onlardan işte.
Clannad iki sezonluk bir anime serisi. Bu seri, bir romandan uyarlanarak televizyona aktarılmış. Araştırıldığı zaman "shonen" ya da "seinen" türlerinde olduğu yazıyor. Bu erkekler için olduğu anlamına geliyor. Üstelik 18-30 yaş arası erkekler için. Ama bu animeyi seven ve bana öneren insanların hepsi bayandı, üstelik bayıla bayıla anlatıyorlardı. Biraz tereddüt yaşamış olsam da başladım. İyi ki beni engellemesine izin vermemişim bu tereddütün. Çok şey kaçırmış olabilirdim.
Hikayenin ana karakteri Okazaki Tomoya.
İlk başta "O kafasının önündeki ne ya?" diye suratına bön bön baktığım yakışıklı, nazik, serseri, ipsiz sapsız, aşık olunası biri. Bu kadar çok zıt sıfatı nasıl taşıyor hala aklım almasa da beni gerçekten kendisine bağladı. Ayrıca o perçemlerine alışmam oldukça uzun zaman aldı. Gerçi nerdeyse bütün karakterlerin saçında saçma sapan ayrıntılar vardı ama bu da hoş olan şeylerden biri bence.
Okazaki Tomoya'ya bakınca gerçekten ipsiz sapsız birini görüyorsunuz başlarda. Ders yok, doğru dürüst arkadaş yok. Etrafta dolaşıp yalnız olan herkesle konuşuyormuş gibi geliyor sadece. Ayrıca ilk cümlesi "Bu şehirden nefret ediyorum" olunca ergen davranışları olacağını düşünüyor insan.
İlk dakikadan tanıştığı kız Furukawa Nagisa ise ikinci ana karakterimiz.
Onun ilk cümlesi ise "Tatlı fasulye ekmeği!" İlk başta çok beceriksiz, aptal bir kıza benziyor o. Her şeye umutla bakan tiplerden. Ayrıca hasta, vücudu çok zayıf. Bu yüzden son senesini tekrar etmek zorunda kalıyor okulda. Bu da tanıdığı herkesin mezun olduğu, küçüklerle takılmak zorunda olduğu bir sene anlamına geliyor. Yani yapayalnız. Okulda bir tiyatro kulübü kurmak istiyor.
Okazaki'yle tanışınca birlikte kurmaya karar veriyorlar kulubü. Çocuğun tiyatroyla ilgilendiği yok gerçi, ama işi gücü de yok zaten.
İşte maceraları böyle başlıyor. Kendisi de son sınıf olan Okazaki, Nagisa'yı insanlarla tanıştırıyor. Bu sırada kendisi de yeni arkadaşlar ediniyor.
Birlikte kocaman, mutlu, yumuşak ve mavi bir dost ailesi kuruyorlar. İçlerinde iki sınıf başkanı, iki serseri, bir üstün zeka, bir hayalet, bir erkek fatma, bir de hasta ama mutlu kız bulunan bu aileyi izlemek çok keyifliydi. Çocuklarımızın gerçek aileleri de bu maceralara katıldılar. Beklediğimden daha sıcak bir his verdi. Herkesin hikayesi, herkesin içinde sakladığı acı... Herkesin birlikte bunlara göğüs gerişi... Sanki bunları ben yapmışım gibi övünmek istiyorum. Yalnızca övmekle yetinmeliyim sanırım.
Nagisa-chan'ın ailesi, Okazaki'ye göre garip, aptal ama sıcak bir aile. Her zaman mutlu olmaya bilen türden, fedakarlık yapmayı seven türden.
Hepsinin kafasının üstünde tavşan kulağına benzeyen iki tel saç var. Çok sevimli ve komikler.
Okazaki'yi ve diğer çocukları da çok seviyorlar. İdeal aile tipi desek az kalır.
Çılgın baba Akio-san, şefkatli anne Sanae-san...
Onları çok seviyorum.
Ama özellikle bahsetmek istediğim kişi Furukawa Akio, yani çılgın baba. Kızı için çıldıran, karısı için çıldıran, ailesi için çıldıran bir baba. Her şeyini vermeye hazır bir baba. Dünyanın en iyi babalarından biri.
Animenin ilk sezonuyla ikinci sezonu çok farklı. Merak etmeyin, konu bütünlüğü açısından eksiksiz. Ama duygusal açıdan neredeyse uçurumlar var. İlkinde arkadaşları anlatıyor, ikincisinde ise büyüyüp aile olmaya karar veren çocukları.
Hikayenin daha en başında "hiçbir şey değişmeden kalmaz" diyorlar. Bir nevi haklılar. Değişmeyen tek şey yüzümdeki gülümseme... ve gözyaşlarım.
Bu anime sulu gözlerle dolu. Ağlamayan karakter yok sanırım. Hatta Nagisa'dan bahsederken sürekli ağlayıp durmasıyla dalga geçen Okazaki bile ağlıyor. Haliyle sizin bu Mavi Kartozu'nuz da salya sümük halde buluyor kendini. Beni en çok ağlatan anime/manga listesinde ilk sıraya yerleşti, inanılmaz ama Orange'ı bile geçti.
İzlerken içimden hep "aile" dedim. "Aile... İşte bu aile. Bunun anlatığı aile. Bu aile demek."
Clannad, sizi ağlatacaktır izlerseniz. Ama gülümsetecektir de. Hatta belki kıskandıracaktır.
Bu animede asla, ama asla unutmayacağım bir replik var.
Spoiler vemek zorundayım ama bunu söylemezsem anlayamazsınız.
Nagisa ve Okazaki'nin ikinci sezonda olan çocukları babasına bakıp ondan aldığı ilk oyuncağı kaybettiği için özür diliyor.
Sonra kafasını eğiyor. "Baba. Şey... Artık içimde tutmasam olur mu? Sanae-san bana söyledi. Ağlayabileceğim yerler banyo ve... Babamın kollarıymış."
Bu tatlı, içli kıza annesinin çok, çok sevdiği "Büyük Dango Ailesi"nin şarkısını söylüyorlar ninni olarak. Gerçekten uykuya dalmak için mükemmel bir şarkı. Su baloncuğu kadar hafif.

Yazının kopuk kopuk olduğunun farkındayım ama animeyi bitireli yalnızca iki saat oldu. Hala etkisindeyim, gözyaşlarım henüz kurumuş değiller. Üstelik iki sezonun hepsini deli gibi anlatmak istiyorum, bu seferlik mazur görün.
Kısa kesip izleyin demeliyim sanırım artık. İzleyin bu animeyi. Hissettirdikleri farklı olacaktır. Bir arkadaşıma bahsederken Usagi Drop'la Ouran High School Host Club karışımı olduğunu söylemiştim. Kulağa çok garip gelse de doğru bir tanım olduğuna inanıyorum.
Son olarak vermek istediğim bir replik daha var.
"Gerçekten benimle hiç tanışmaman gerektiğini düşünüyorsun diye çok endişelendim. Ben seninle tanıştığım için çok mutluyum. Harika bir hayatım oldu. Bu yüzden lütfen artık kendini kaybetme. Bundan sonra bizi bekleyen ne olursa olsun benimle tanıştığın için pişmanlık duyma. Olmaz mı?"

Clannad'ı üç kelimeyle tanımlasam yumuşak, mavi ve aile derdim.
Lütfen bu zevkten mahrum kalmayın. Kaçırmayın bu animeyi. Mavileyin!
Büyük Dango Ailesi'yle mavi geceler efendim!
"Tüm mutlu ve üzücü şeyleri, hepsini yuvarla gitsin."


4 yorum:

  1. güzel, listeye alacak yeni bir animem oldu demek. kartozumuzun yazdığını görmek de güzel bir duygu :)
    orange'ı geçmişse zaten söylenecek bir şey yok, ağlamak istediğim zaman açar açar izlerim artık. hazır yaz tatiliyken bol bol ağlayıp stres atmak lazım.
    fena spoiler vermişsin ama bir yandan da izlemek için daha bir hevesleniyor insan. bakalım. bu gece başlayamam ama yazdım kenara..
    usagi drop'u bilmiyorum ama ouran'ı izlemiştim, eğer duygusal sahneleri ouran kadar etkileyiciyse... ki ouran, komedi olmasına rağmen özellikle son 2-3 bölümde sağlam ağlatan bir animedir. o zaman bu anime de gerçekten güzel olsa gerek.
    tavsiyeni aldım, aklımın bir köşesine yazdım kartozu. hadi iyi geceler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spoiler vermek içime oturdu, tekrar tekrar okuyup acaba yapmasa mıydım diye düşünüyorum hala. T.T
      Umarım bir an önce başlarsın, zaten çok vaktini almaz. Öyle yumuşak ve pürüzsüz ki kayıp gidiyor. :)

      Sil
  2. Her izlediğim de ağlarım o derece muhteşem bir anime

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum. Çok çok seviyorum. Yazıyı yazalı iki yıldan fazla oldu ama hala açıp izlerim ^^

      Sil