Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

13 Mayıs 2016 Cuma

Pick The Stars - Mavi'nin adaşının dizisi

Selam dostlar!
Nasılsınız? Ben kendimi gayet iyi hissediyorum.
Cruel City'den sonra toparlanmak için biraz ara vermek mecburiyetinde kaldım. Gerçekten çok yorgun düşmüştüm ve şimdi bile aklıma geldiğinde fena oluyorum.
Yeni bir atraksiyonlu diziye başlamadan önce basit, sakin bir aile dizisi izlemem gerektiğini düşündüm. Bu sektöre girdiğimde izlediğim YAB ya da BOF gibi saçma diziler yani. Açıkçası bulmak zor oldu, bu kadar zorlanacağımı tahmin etmemiştim. Mantıken bulmuş da sayılmam gerçi.
Bizim gelişimizden bu yana sektörün kalitesi arttığı gibi beklentilerimiz de artmış, tabii ki kafa patlatan olaylar da. Yaşlanmış hissetim.
Her neyse konumuz bu değil. Bulduğum dizinin ismi Pick The Stars'dı!
Afişlerinin diziyle alakası olmadığı için buraya dizinin setinden bir fotoğraf getirmeyi daha uygun buldum.
Haydi gelin diziden bahsedelim.
Ortada duran kızımızın ismi Jin Pal Gang. Dünyanın en özenti, tembel ve aptal kızlarından biri. Beş yıldır aşık olduğu bir avukat var ve kendisi sağ tarafta tek başına duran abimiz oluyor.
Bu abimizin adı da Won Kangha. Buz kalpli olarak bilinse de dünyanın en şapşal insanlarından biri, sadece bunu hissetmek için altı yedi bölüm kadar beklemeniz gerekiyor.
Kangha abimiz evine temizlikçi arıyor, Aynı şirkette çalışan ve hemen yan masada bu temizlikçi muhabbetine kulak misafiri olan Pal Gang ablamız da hemen atlıyor tabii. "Ben ek iş arıyordum ben temizlikçi olurum," diyor. Sırf onun evinde yaşayabilmek için.
Kangha tabii ki istemiyor, aynı şirketteyiz ben sana iş buyuramam falan diyor. Ama Kangha'nın kardeşi Junha diyor ki "Sen abimi seviyorsun bize iyi bakarsın, ben onu ikna ederim sen gel başla Pazartesi günü."
Pazartesi gününden bir gün önce Pal Gang'ın anne ve babası da tatil yapmaya karar veriyorlar. İkisi baş başa başka bir şehire gidiyorlar. Fakat şöyle bir sorun var: Bu ailenin Pal Gang'dan hariç 5 çocuğu daha var ve bu 5 çocuğun hepsi evlatlık.
Çocuklardan biri daha konuşamıyor, yürüyemiyor o kadar küçük. Ama Pal Gang evde kalıp çocuklara bakmak yerine ertesi gün sevdiği adama güzel gözükebilmek için kardeşlerinden birinin kumbarasından para çalıp kuaföre gidiyor perma yaptırmaya. En küçük çocuk hastalanıyor.
Ortalık baya bir karışıyor arkadaşlar. Saçını beğenmeyip bas bas bağıran Pal Gang, eve gelmezsen anneme söylerim diye bağıran bir küçük boyu, sürekli ağlayan en küçük çocuk ve "bazı şeyler" sebebiyle hızla eve dönmeye çalışan anne babaları...
Sonuç olarak Pal Gang'ın anne ve babası kendilerine tır çarpması sonucu vefat ediyor.
Pal Gang ablamız da beş küçük kardeşiyle birlikte ortada kalıyor. Evleri ellerinden gidiyor, kredi kartı borçları desen tepelerine kadar.
Cenaze işleriyle uğraşmaktan hizmetçiliğe de başlayamıyor Pal Gang.
Bu altı kardeşin isimleri büyükten küçüğe şöyle gidiyor: Kırmızı(Pal Gang), Turuncu, Sarı, Yeşil, MAVİ ve Lacivert. Onlara bu isimleriyle hitap edeceğim daha rahat edelim diye.
Pal Gang gökkuşağı kardeşleriyle ne bir pansiyon da kalabiliyor, ne de arkadaşlarının evine sığabiliyor. Saunalarda birkaç gün yatıp kalktıktan sonra yalvara yakara Junha'dan kendisini yeniden işe almasını istiyor.
Ama biliyor ki çocukları o kalpsiz Kangha'nın olduğu eve sokmak gibi bir şeyi teklif dahi etmemek gerekiyor. Çocukları kolilere dolduruyor, en büyükle en küçüğü dışarda bırakıyor. Siz gezin ben sizi herkes uyuyunca alırım diyor.
Velhasıl ciddi anlamda eve yerleşiyorlar.
Ama nasıl yerleşiyorlar?
Lacivert her ağladığında ağzını kapatmak zorundalar, çocuklar yemek yiyebilmek için gece olmasını beklemek zorunda, odadan dışarı adım bile atamıyorlar, tuvalet meselesi zaten başlı başına bir trajediydi. İşin kötüsü Mavi'nin (ben değil, küçük Mavi) uyurgezerlik gibi bir problemi vardı.
İlk yakalanan çocuk hangisiydi hatırlamıyorum ama çocuklarının hepsinin yakalanmasına Mavi'nin uyurgezerliği sebep oldu. Her gece uykusunda kalkıp tuvalete gidiyordu çünkü.
Yakalandıklarında Kangha abimiz onları evden atmak istedi ama bir aylık bir sözleşme yaparak ev bulana kadar kalmaya karar verdiler.
Evdeki durumlar gerçekten çok eğlenceliydi. Tam bir aile dizisiydi Pick The Stars. Çocukların hepsinin kendine göre özellikleri vardı. Turuncu ağır abiydi. Sarı safça ama kibar bir kızdı. Yeşil inanılmaz zeki ve elinden her iş gelen bir kızdı. Mavi'yse dünyanın en masum çocuğuydu.
Mavi babası ölmeden önce hep onun kucağında uyuyordu. Avukat Kangha'ya yakalandıktan sonra evdeki "baba" figürü olduğu için hep onun yatağına gidip ayak ucunda uyumaya başladı. Avukat abi başlarda Mavi'ye çok kızdı, hatta Turuncu abisine bunu döv gibisinden saçma sapan laflar ediyordu. Ama birkaç sabahtan sonra her uyandığında ayağının ucuyla yatağı kontrol etti.
Pal Gang Mavi'nin kontrolden çıktığını düşündüğü için Mavi'nin bacaklarını diğer çocukların bacağına bağladı bir gece. O gecenin sabahında avukat abi Mavi'yi ayak ucunda göremeyince çok üzüldü. Aradan birkaç gün geçince de çocukları bağlamamasını söyledi Pal Gang'a.
Ondan sonra da Mavi'nin geceleri geleceği saatte uyanıksa, Mavi geldiğinde yatması için yorganı kaldırıp üstünü örttü. Uyurken onunla sohbet etti, sırtını pat patladı. Yanında uyudu.
Bu diziyi delice sevmemin bir sebebi varsa o da Kangha ve Mavi arasındaki bu güzel ilişkidir. Eminim izlerseniz siz de çok seveceksiniz.
Elbette diğer çocukların da yetişkinlerle ilişkileri çok şekerdi. Sarı, avukatın kardeşi Junha abimizi çok severdi ve sürekli onun tarafını tutardı. Yeşil'se bu iki adamın yeğeni olan şapşal Taegyu'nun tarafını tutardı. Kız kardeşlerinin bu kadar fanatik olmasına kızan Turuncu abimiz de hiç çaktırmadı ama bence o da avukat abimizi seviyordu.
Lacivert zaten minik elleriyle herkese mavi boncuk dağıtıyordu ehehe.
Eğer diziyle ilgili birkaç eleştiri yapmam gerekirse... (ki gerekmediğine eminim ama içimde tutamayacağım) Gerçekten çok yanlış olan yerler vardı.
Mesela Pal Gang, kucağında Lacivert'le birlikte ön koltuğa oturdu ve emniyet kemeri takmadı. Biliyorum, bu  sadece dizi ama beni ilgilendirmez.
Gökkuşağı kardeşlerin birbirlerini dövmesi (özellikle Turuncu'nun Mavi'ye sık sık vurması) çok rahatsız edici bir durumdu. Kardeşler kavga eder, biliyorum. Benim de kardeşim var. Ama yetişkinlerin bu saldırganlık halini teşvik etmesi de senaristin hayvanlığından kaynaklanıyordu bence.
Bir de ilk bölümlerde Lacivert cidden çok ama çok ağladı arkadaşlar. Öyle ki bazen katlanamaz hale geldim. Umarım bu yalnızca ekrana yansıdığı kadardır ve o çocuk setteyken gösterildiği kadar bunalmamıştır.
Evet, biliyorum. Geçirdikleri o buhran halini aktarmak için gerçekten olması gereken bir şeydi ama yavrucağa yazık değil mi?
Her neyse şikayetimi de yaptığıma göre...
Dizide gerçekten bütün klişelerden vardı. Doğum sırrı, zengin erkek fakir kız, dünyanın en kötü ikinci kadın karakteri(ve en çirkini), aşk üçgeni, kötü kaynana, salak ve sakar kız... Hatta bir yerden sonra sıkmaya başlayan dizi müzikleri bile vardı!!
Yani demem o ki, eğer siz bu diziyi izlemediyseniz ve nostalji yapmak istiyorsanız izleyebilirsiniz dostlarım.
Lacivert'in ilk söylediği kelime neydi biliyor musunuz? "Yıldız"
Pal Gang ablası kucağında minik ellerini gökyüzüne uzatıp "yıydız" diyen Lacivert'e onun için o yıldızların hepsini toplayacağına dair söz verdi.
Ben de siz bu diziyi izleyip adaşımı çok sevin, yıldızları toplayıp toplamadıklarını öğrenin diye size bu yazıyı yazıyorum dostlarım.
Lütfen bu diziyi mavileyin. Pişman olursanız gelin beni bulun ahahaha.
Mavi günler efendim.
Dizinin hoş bir şarkısıyla veda ediyoruz.
mavinot: Playlist'i güncellemeyeli yıllar olmuş gibi değil mi? Bir dahaki yazıya kadar güncellenecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder