Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

31 Aralık 2021 Cuma

mavi'ye mektup - 2021'e veda ederken #5

merhaba,

nasıl oldu bu? mektuplara soru sorarak başlanmaz diye öğretmişlerdi çocukken ama sana sormadan duramayacağım ben. nasıl geldin buralara? nasıl böyle büyüdük?
2021'e de söyledim, sana da söyleyeceğim. tabii ki bir senede olup bitmedi bunların hepsi. önce ağacı diktik, sonra büyüsün diye su, güneş, besin verdik. nihayet meyve verdi ağacımız. mavi mavi, sulu, ısırması güzel yaz meyveleri.
bu sene en sevdiğin mevsimin kış olmadığını kabul ettin sen önce. ne kadar özgürleştiriciydi... artık yazlarla kışlar değişti senin için. değişimi kabul ederek büyüdün önce. sonra bir baktın ki bu değişim çok tatlı, çok heyecan verici. değiştikçe anladın ki aslında sen değişmiyordun. yalnızca seninle kendin arasındaki engel kalkmıştı. o puslu, soğuk, karanlık kış gitmişti. nereden bakarsan bak kır çiçekleriyle süslü, yemyeşil, tertemiz bir havası olan kendini görüyordun artık. çok güzel... çok güzeldin. çok güzelsin.
o kadar çok şey öğrendin ki hangi birini saysam bilemiyorum.
öncelikle kendini sevdiğin için teşekkür ederim. biliyorum, sen hep kendini seviyordun. ama önceleri kendini göremiyordun, dedim ya. kendini görüp de sevebildiğin için teşekkür ederim. tuhaflıklarıyla, kötülükleriyle ve güzellikleriyle onu kucakladığın için ve ona kendisini ifade edecek alanı verdiğin için. bedenini güvenle taşıdığın için. duygularını saklamadığın, sokaklarda dimdik yürüdüğün, kendine değer verdiğin, hayır demeyi öğrendiğin için. kendini koruduğun için ama kendini korurken kapatmadığın için... dengeyi bulduğun için.
son zamanlarda en çok söylediğin şey bambaşka biri olduğun.
sen sahiden bambaşka biri olarak çıkıyorsun bu seneden.
hala ne yaptığını pek bilmiyorsun belki. şimdi bile kendini üç kelimeyle tanımla deseler kafası karışık biri dersin. ama yine de ne yaptığını bilmeyen halinle bile özgüvenli durduğun için seninle gurur duyuyorum.
nasıl oldu bu?
ben hala bilmiyorum. gururla ve özlemle haykırıyorum. alnımın akıyla ve omuzlarım dik bitiyorum bu seneyi.
kimseye söyleyemedin ama ben biliyorum. çocukken bakıp özendiğin o kadınlardan biri olmayı başardın. nasıl? nasıl yaptın bunu? hep yapacağım diyordun ama inanıyor muydun gerçekten bunu yapabileceğine? hatırlamıyorum neye inanıp inanmadığımı.
beni tanımayan ben o kadar uzakta kaldı ki...
ilkokula giden sen şimdiki sana baksa ağzı açık kalırdı. demek yapabildim.
demek yapabildim.
demek yapabildim ben bunu.
yapabildim. kendimi beni asıl ismimle tanıyan insanlara mavi olarak tanıtabildim.
söylerken korktuğum gibi sesim de titremedi.
bana mavi dediklerinde heyecandan ne yapacağımı bilemedim.
ama ne yapacağımı bilemediğimden panik yapacağıma heyecanımı kucaklayıp sarıldım ona.
yapabildim.
utanıp sıkılmadan yüksek sesle konuşuyorum artık. saklamıyorum.
bir kere kendimi görünce onu saklayamayacağımı anladım zaten.
artık üstünü kara örtülerle örtsem de altından ışığı parlayacaktı. hem haksızlık insanlara, benim gördüğümü onlar da görmeliler.
demek yapabildim.
daha yapabileceğim ne çok şey var kim bilir.
hepsini yapacağım.
ve şimdiki halim o zamanki halime bakınca ağzı açık kalacak. diyecek ki,
demek yapabildim.
çünkü artık göğsümde saklanan biri değilim. ben bu göğüsüm, bu gövdeyim, bu bedenim ben. eskisi gibi gözlerim sakız olana kadar ağlıyorum, eskisi gibi çok küçük şeylere takılıyorum, eski bana benziyorum.
evet, tam da o sebepten. çünkü eski ben değildi o. bendim. üstünde kara örtüler olan ve ışığını göstermekten korkan ben...
teşekkür ederim.
yirminde öleceğine çok inanmıştın.
yaşadığın için çok teşekkür ederim.
bu sene baharı sevip ışıldayan mavi'yi görmeme izin verdiğin için teşekkür ederim.
ve yine buranın yolunu bulabildiğin için...
ne olduğunu anlamayan ilkokullu senin, yeşermeye çalışan ortaokullu senin, lisede karanlıkta yaşayan senin ve üniversitede ölmek isteyen senin ağzı bir karış açık kaldı.
demek yapabildin.
demek yapabildik.
demek yapabildim.
ve yapmaya devam edeceğim.
şimdi ağlamayı bırakıp kucaklaşalım.

sevgiyle,
mavi nihal.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder