Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

22 Ocak 2013 Salı

Karne Günü Mavi Kar Yağmaz

Karne deyince sizin de içiniz titredi değil mi? Türkiye'de karne deyince içi titremeyen çocukların hepsi fen lisesinde okuyor. Hepsi tıp okuyacak, hepsi mühendis, iş adamı olacak. Bolca para kazanacaklar, harika bir hayatları olacak. Peki sizce gelecekte lise arkadaşlarıyla bir araya gelip muhabbet edebilecekler mi? Tabii ki hayır, ne konuşabilirler ki? "Fizik ortalamam 100 gelecekti sınavda hoca bir puanımı kırmıştı, hala içimde bir uktedir" mi diyecekler? (Yeri gelmişken: Fizik senden nefret ediyorum!) "Bizim karşıdaki liseyi hatırlıyor musun? Her teneffüs dışardaydı tembel tenekeler!" mi? (Hani kendisi teneffüste çalışıyor ya.) "Ya bizim Mehmet'i hatırlıyor musun? Aptaldı ya o, tıpı tutturamadı mühendisliğe girdi." (Tamam.)
Karne, karne günü, tatil rahatlaması, arkadaşlardan ayrılık... Bunları inek öğrenciler yaşayamıyor. Çünkü onlar için karne yok. Karne yıl içindeki başarının iniş çıkışını gösterir, onlar hep başarılı ki. Karne günü yok, sıradan bir gün eve gelince yine çalışıyorlar. Tatil rahatlaması desen o da yok, tatilde de çalış babam çalış. Arkadaşlardan ayrılık? Tahmin edin hadi. O da yok! Onların arkadaşları ders kitapları.
Ama bunlar olmadan lise hatırası mı olur ya? Bir kere arkadaşlarınla oturup karne muhabbeti yapmak diye bir şey vardır, ki bu aslında hocaların dedikodusunu yapmaktır; hocaya sorsanız bu kadar çok anlatamaz size kendisini. Bunu yapmadan almam karnemi, ay yok vallahi almam.
Tabii yalnızca iyi yanları değil, kötü yanları da var karne gününün. Hele karnesi çok iyi olan bir yakın arkadaşınız varsa ve sizin karneniz kırıklar çıkıklar içinde inliyorsa... Bir kıskançlık, hayal kırıklığı, aileye ne diyeceğim telaşı... 
Peki, bir ders yüzünden darma duman olan ortalamalara ne demeli? Ortalama yettiği halde yalnızca bir kırığı olduğu için alınamayan belgelere? Fen lisesinde okuyan komşu çocuğuna?
Bakın karne günleri güzeldir, stresten kurtuluruz ve tatile gireriz, evet. Sürekli "fen lisesi, inekler" deyip onları bu yazının kötü kahramanı ilan etmiş olabilirim, ama onların arasında bulundum yaşadıkları stres benimkinin bin kat fazlasıydı. Karne günü onlar için de güzel, hatta aldıkları belgelerle çok daha güzel.
Ama karne günü mavi kar yağmaz. Çünkü karne günü kafanı kaldırıp önündeki geleceğe bakınca daha fazla stres görmektir. O stresten korkup kafanı indirdiğinde karnenin neden daha iyi olmadığını düşünüp üzülmektir. Daha iyi bir karne olmadıkça kendine göre özgürlüklerinin sınırlandığını düşünme sıkıntısını çekmektir. Karne günü nefret etmektir; fizikten, kimyadan ve özellikle geometriden. Ellerinde takdir belgelerini sallaya sallaya önünden geçen çocuklara kıskanarak bakmaktır. Kimi için "akşam bu karneyi babama gösteremem" diyen arkadaşına bakıp içinden "keşke gösterebilecek bir babam olsaydı" demektir. Komşu çocuğundan da nefret etmektir karne günü. Gelecekten korkmaktır.
Evet, karne günü mavi kar yağmaz. Ve asla yağmayacaktır da.
Çünkü bu matematik bizi kandırıyor. 
Karne gününüz mavi geçemez, ama maviye yakın geçmesini dilerim!


3 yorum:

  1. Beni mi anlattın ne?Fizik ortalamam mı?Müzik ortalamam var o olmaz mı?
    "Ya bizim Mehmet'i hatırlıyor musun? Aptaldı ya o, tıpı tutturamadı mühendisliğe girdi." (Tamam.) Bak burda çok güldüm :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün öğrencileri anlattım. Mavi yorumların ve ısrarcı fanlığın beni çok maviliyor. Tişikkirlir sipirmin. ^^

      Sil
  2. Ortalama yettiği halde yalnızca bir kırığı olduğu için alınamayan belgeyi en iyi bilenlerdenim..

    YanıtlaSil