Kartozlarının Yere Düşerken Çıkardığı Sesler

30 Kasım 2013 Cumartesi

Mavi Kartozu'na ait 50 mavi yazı!

Evet, efendim. Şu an okuyor bulunduğunuz yazı bu bloga ait ellinci yazıdır.
Bu güzel olayın Doctor Who efsanesinin 50. yıl bölümüyle yakın zamanlara denk gelmesi de hoş bir hadisedir.
Ehehe, tamam çok resmileştim.
Uzun zaman düşündüm 50. yazı için ne yapmalıyım diye. Fikirlerim ya çok uzun zaman gerektiren şeyler oluyordu, ya da basit ve saçma.
Dedim ki, dur Mavi! Büyük bir şeyler yapmak istiyorsan enerjiyi 100. yazın için saklamalısın.
Aslında bu bir bahane ama elden gelen bir şey yok. 100. yazının hayatımın düzlükte olduğu bir zamanına denk gelmesini çok istiyorum. Gerçekten özel bir şeyler hazırlayacağım. Tamam, burayı takip eden insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor olabilir ama bir milyon kez size ve kendime hatırlattığım gibi burası benim mekanım. Yatak odasına genelde aileden başka kimse girmediği halde habire dekore eden ev hanımı gibi hissediyorum. Evet, hissediyorum. Gerçekten çok tatmin ediyor insanı. Mutluyum! MAVİYİM!
Öhöm... Nerde kalmıştık? Ha, evet kutlama yapacaktık.
Tüm blog genelinde neredeyse en az tıkı almış olan ilk yazım "Yaramaz Mavi Kartozu'na merhaba de!" 29 Temmuz günü, 2012 yılında tarafımdan yazıldı.
Aslında bu blogun ilk yazısı o değildi. (Acı bir gerçek.) Ondan önce üç beş tane yazı yazmıştım. Sonra kendi kendime 'Olmadı ya bunlar,' diyerek hepsini sildim. Sonra da işte buralara kadar geldik.
50. yazımı yazdım! Yay, panda!!
İlk yazımda -yani şu an blogda bulunan ilk yazımda-  CNBLUE'nun Still in Love şarkısını kullanmıştım. Şarkı çıkalı çok olmamıştı galiba, baya dinliyordum o sıralar. Hatta geceleri sosyal paylaşım sitelerinde Boice arkadaşlarla toplaşıp #stillinlove etkinliği yapardık. Muhabbetler, sohbetler... O zamandan bu zamana kadar kendimdeki değişimi görünce vay be diyorum efendim. Kartozları da büyüyor, evet.
O kadar büyüdüm ki 50. yazımı yazdım! İşte bu!!
Evet, biliyorum. Elli yazı daha hiçbir şey. Aşağı yukarı bir buçuk yıl olmuş ilk yazıyı yazalı, az geldi gözüme. Elli tanecik... Ben daha size ellerimle ne yazılar yazacağım. Ah ömrümüz yetse de 500. yazıyı görsek. Evet, şimdi de yeni doğmuş torununa bakarken onun torununu görmeyi düşleyen bir büyükanne gibi hissediyorum. Acı verici bir his olsa da emin olun çok gurur duyuyorum. O kadar ki her an ağlayabilirim.

Blogda en çok tık alan yazım "Zeni Geba - Mavi Makaron" isimli yazı. Yine bir acı gerçek: "Makaron nasıl yapılır?" sorusunu internetten aratarak tatlıya meraklı insanlar ulaşıyor yazıma. Yani pek ilgilendiklerini sanmıyorum diziyle. Ama olsun. Orada, can alıcı ismiyle listenin en üstünde aslanlar gibi duruyor Zeni Geba. Heyt be.
Ondan önce Alacakaranlık Efsanesi'yle ilgili yazım en üstteydi. Tamam, hayatımda sadece Kore yok ama genellikle Kore odaklı olan bu mekanda bir Amerikan filmiyle ilgili yazının en çok tık alan yazı olması yüreğimi sıkıştırmadı değil. Gerçi hala ikinci sırada duruyor ama.
Üçüncü yazının şu an "Music Bank in İstanbul"la ilgili ikinci yazım olması ve listeye giren diğer yazıların aksine bu yeri çok kısa bir zamanda kapmış olması Türkiye'deki tek "TÜRK TELEVİZYONUNDA ONLARI GÖRDÜM!! TÜRK TELEVİZYONUNDA!!" manyağının ben olmadığımı gösteriyor, ki bu son derece rahatlatıcı bir şey.
Sizi seviyorum, diğer manyaklar.
Az çok beni çözmüş olmalısınız. CNBLUE'yu sevdiğimi artık dağlara mı yazsam bilemiyorum, tam bir Boice kızıyım. Tree of Heaven çılgınıyım, bu minicik dizi için kocaman bir fandom açabilecek gücü veriyor bana sevgim. Müzik dinlemeye bayılıyorum, dizi/film izlemek ayrı bir olay benim için. Okumak desen belki de bunların hepsinin önüne geçebilecek tek şey. Şey... Tekrar düşündüm de sanırım CNBLUE'yla ikinciliği paylaşıyorlar. Birincilikse tabii ki yazmak için ayrılmıştır Mavi Kartozu'nun gözünde. Bu saydıklarımın hepsi beni yazmaya itmiştir. Yazmayan bir Mavi Kartozu yaşamıyor demektir.
Fark ettiniz sanırım, bir şeyi atladım. Kar aşığı bir insan olduğumu. O kadar ki bence karsız bir aşk düşünülemez. Tıpkı aşksız bir Kartozu düşünülemeyeceği gibi. Ehehe.
Lafı açılmışken, havalar da soğudu. Sizce de karın vakti değil mi artık?
Tamam, kızmayın. Devam ediyorum.
Şu an bu yazıya sevdiğim her şeyi kondurmak istiyorum. Ne yazık ki yapmaya kalkarsam bitmeyecek. Daha EXO, LED Apple, tüm FNC ailesi, bir sürü dizi/film, mangalar... Aklıma gelmeyen bir sürü şey var.
Umarım zamanımız olur da yazdıkça yazarız, umarım sizler de okursunuz.
Deneyeceğim çok şey var daha. Biliyorsunuz ben yatak odasını sürekli dekore eden ev hanımıyım ve yeni mobilyalarımla deneyeceğim sayısız kombinasyonum var.
Ve şu ana kadar elli tanesini yaptım.
Bunu ben yaptım.
Kendim.
Ah, çok havalı.
50. yazıyı buralarda bir yerlerde noktalayacağım.
Ama önce bir avuç da olsa beni takip eden insanlar var. Ne diyebilirim ki, onları seviyorum. Benimle aynı kafada insanlar olduklarını tahmin ediyorum. Teşekkür ediyorum. Son olarak onlara da bir görsel göndermek istiyorum. (Böylece EXO'yu da aradan çıkarmış bulunuyorum. ^^ )
Takipte kalın millet. Daha çok planlarım var. En azından üç beş kişinin görmesini istiyorum. Tamam, yatak odamı kimse görmeyecek belki ama aile üyelerine "İyi olmuş mu böyle?" diye sormak da ayrı bir zevk olacaktır.

İlk yazım bir CNBLUE şarkısıyla bitmişti. Bu yazıya da aynı şarkıyı vermeyeceğim, korkmayın. Onu yaparsam ancak son yazımda yaparım.
Ama yine de bir CNBLUE şarkısı olacak. Ehehe. ^^

Lütfen yanımda olun, teşekkür ederim 50 koca yazı için beni destekleyen herkese.
Siyah Limon'u sevin, lütfen. Eleştirilerinizi esirgemeyin.
Hepinizi seviyorum.
Mavi Kartozu bunları söylerken çok mavi hissediyor! :)
Nice elliliklere, efendim.

"Apaçık kalbinle, saklanmaya gerek duymadan, olduğun gibi kal." CNBLUE - With Me karşınızda.
Mavinot: Yazıyı yazmak yaklaşık üç saatimi aldı ve kendimi çok iyi hissediyorum! ^

6 yorum:

  1. 50. yazıdönümün mavi olsun kartozum.
    (lanet olsun yaratıcılığım yerlerde sürünüyor)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiiim! (Bence bu cümlenin güzelliği sadeliğinde ^^)

      Sil
  2. eh be kartozu, ben de sen "doctor who" lafını edince heyecan yaptım "50. yazısında doctor who'yu mu anlatacak hiaaaa" diye... kalbime inecekti be insafsız...
    kullandığın gif'lerin ve şarkının da yazın kadar güzel olduğunu söylememe gerek yok sanırım. ah ah, elli yazının topunu baştan okuyup hatmedesim var ama okul bekler...
    mavinin elli tonusun sen kızım. 50.yazın kutlu olsun. iyi geceler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doctor Who'yu anlatmak bana düşmez ki. Ah keşke düşse ama malesef. Daha 50. yıl bölümünü bile izleyemedim. :(
      Teşekkür ederim. Mavinin Elli Tonu lakabına bayıldım. Her ne kadar seri pek bana hitap etmese de bu ismi tuttum efendim. Tekrar teşekkür ederimm!!

      Sil
  3. 50 yazı be. Demek okuduğum 50.yazın oldu ha? Vay anasını ne çabuk geçti hiç fark etmiyor insan. Bir benzetme de ben yapayım madem. Bu yazı aile içinde yenilen o güzel, eğlenceli, bol sohbetli sofralara benzemiş. Hani ramazanda tüm aile fertlerinin bir evde toplandığı şu meşhur masalara :D Bizi sofrana davet ettiğin için teşekkür ederiz mavi kartozu. Bu deliden sana koccaman galp galp galp. Seni seviyoruz. İster 100 ister 500 her yazında senin yanında olacağız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deliciim en büyük galpler sana gelsin ya. Sofra benzetmen benimkileri yıktı geçti gerçekten. Ben de sizi seviyorum. Tişikkirlir sipirmin. :')

      Sil